içimizdeki şımarık çocukların hoyratlığı
kapımıza bırakılmış selamların sıcaklığını
bir merhabaya yaslanarak
yaşamanın lezzetini unutturan bize
o beyaz günahlar oldu
"can sıkıntısı insanın üretken gücü olan hayal gücünü tetikleyen
hayallerinin peşinden eyleme geçmesini sağlayan yegane yeteneğidir"
tarladan dönüyorum
buğday ve pancar tarlasından
ellerim ılık
her yanda sükut
her şeyde bir üzüntü
takvim yaprağında çıplak zaman perisi
içine çiy düşmüş
boğuk bir sesle ağlar ta uzakta yapayalnız
eylül geçti
dönüşü olmayan zamanlar bıraktı heybemize
bedeli mahfuz günahlarla yazılmış
beyhude vakitlerin son kulvarı ahret sonrası
bir yaprak daha çevirdik duvar takviminden
yeni kayıplarımızla
o sahili arıyorum
önce maviyi tanımayan denize ulaşacağım
altın tozundan dökülmüş kumları olmalı,
elimi dokunsan sapsarı yakmalı
kaydırak oyunlarının çakıl taşları yıkmış olmalı kumdan kaleleri
bilinmedik yeller esmeli her şeyin yerinde
evet
sana gelebildim nihayet
bilmem kaç on yıllık
merdivenleri kaç basamaklı
ahşap evin
içinde defalarca büyüyen
renk renk baharlar çizen usta bir ressam eli gibi
mavi bir kelebek gibi
bazen kanatlanır heyecanlarımız
masal çiçeğine benzer
adeta hüzün kokan beyaz zambaklar koklarız
israil yanıyor
tel aviv’de işler epey ısınıyor
füzeleri atana aşk olsun
bölük bölük
katar katar
israil’den kaçıyorlar
Kurşun kovalayan rüzgarın ağıtlarıyla
Tükendi dünyanın en güzel hayalleri
Her gün gözyaşı ile vuruldu anaların yüreği
Nice bahtsızın kirlenmeden düşleri
Susturuldu güvercinlerin kanat sesleri
çoban yıldızı olmuş ışıldıyordu geceden
bir vakit nallar altında asyanın seccadesi
som altın bir kısrak başı gibi
alevler bürümüştü semaları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!