sen ufkumda bir tutkusun
seni seyrederim bir daha
bir kez daha
uzanır içime ince bir sızı
ayrılıktan vuslata
veren de O, alan da O,
biz Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz
bütün yollar ölüme çıkıyor aslında
insan ölümü unutsa da ölüm insanı unutmuyor
doğumla başlayan dünya hayatı
belki bir sabah serinliği
ya da yaz sıcaklarının yeni kucaklamaya başladığı
bir haziran gün
zorla koparılmış bayram harçlıklarını
her yer gözyaşlarıyla ıslanmış hatıralarla dolu
kaç beyhude rüzgarla savrulur düşler
kaç nafile güneşle kurur gözyaşları
kim bilir hangi zamandan gelendir yaşananlar
belki de eski bunun için bu kadar muteber
bazen
gitmek ister insan
bir serüvenden diğerine
gitmek bir harekettir oysa
güçlü ve etkili bir hareket
kalmak da öyle
seçenekleri yitmiş
kendini yitirmiş insan
tutunacak bir dal bulamayınca hayata
yaşadığının adı yalnız kederdir
her şeye rağmen
insan ,
hal içinde yaşayanların bir kısmı istikbale vurgun
bir kısmı da maziye aşık
bir çoğumuzun tahayyül ettikleri atide
bir çoğumuzun hatırladıkları geçmişte yaşıyor
en güzel zamanlarımız
neydi…
geceye aydınlık taşıyan
ümit sabahından
içten içe tutuşan
uzak şafakların közünü geceye serpen
günler geçiyor
domatesin kırmızısı, biberin yakışı
karpuzun serin gölgesi, muzun tropik fısıltısı
derme çatma tezgahlarda bir tanıdıklık buluyorum
tadı eksik, çeşidi az
ama yine de sarılıyorum
zaman parçalanarak dağılsın istersin
her bir parçası
umutla beklediğin haberler getirsin
ve vakit orada dursun istersin
bazen tarumar olmuş şehrin
kısa sürede yerini iniltilere bıraktığına şahit olursun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!