elinden gelse zamanı geri alacaklar benden
günahlar zihnimin yüklenemeyeceği cinsten
yeni baştan mütalaa ettirecekler bana yalnızlığın sırrını
upuzun kış gecelerini
düşlerimi bırakırken aynanın ortasına
bir kırmızı gül boşluğu var içimde
hiç çiçek açamayan yer yosunu yalnızlıklarım var
hiç bir mevsimde olmadığı kadar
yarını olmayan med cezir düşlerim
bulutların seferi var göğün maviliğinde
gölgeler uğulduyor
içime sızıyor güneşin uçuk kızıllığı
çatlatıyor damarlarımı
bir ateş kütlesi ki
cayır cayır yanıyor hücrelerim
sevdası hoş, güzel olan her şeye aşığım
benden kurtulup ,kendimi onda bulduğum her şeye
ney gibi aşkımın bütün sırlarını
kendi dilimden konuşurum
onca nağme lal olur susar.
bir çengel takılır beyin kıvrımlarına
aklı inletir
kalbi kıvrandırır
bu sabah karanfilleri suya koyarken
bir dem olup gözlerim daldı
çiçekler elimde
ruhumdaki hüzün senden müteşekkil
hava fazlasıyla kasvetli
velakin senden haber yok
kitaplar sonsuz
hayat kısa
kitap okuma
biraz da savruluştur
yenilgi ve kazanımlı
gövdemi siper etmişim kendime
etten kemikten
yırtılabilir ve kırılabilir
bir zeminde yalpalayarak yürüyen
kaslarına asılarak dikilen
sonunda toprakta çürümeye mahkum
dakikalar bezgin
saniyeler bitap
saatler harabeye dönüyor giderek
ve bekliyoruz
seherde aç havalanıp
akşama tok dönen kuşların yuvaları adına
badeni dolu tutmak için bir kefil bul kendine
can-u gönülden bağlandığın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!