aşka sınır tayin etmek mümkün mü
izleri gecemde gündüzümde
şevkle coşar ,neşeyle çarpar yüreğim
hançer yarası kadar kutlu
kurşun yarası kadar makbul
gözyaşı dökmek kadar...
koşar adımlarımızla ulaşalım
mor salkımlı bahçeye
alın çizgilerimizden bir köşk yapalım
zamanın bir yerlerinde
yağmur altında başıboş dolaşmalardan avare
geçmişte kalmış bir elemden
mutluluğa bulaşmış bir hüzünden
bir keyif payı çıkarmak
narin kalbimin temposu titrek
akciğerlerimin ritmik çalışması yavaş
ateş içinde yanarım günlerce
iç çekerek dişlerim birbirine kenetlenir
alıp kalbimi hayatın tam ortasına koyarım
eşkıya bir sızı kan ter içinde
sorgusuzca kurşuna dizer uykularımı
öylesi düşünceler kafamın içinde çılgınca çınlar
sanki çok gizli bir formül bulmuş gibi
kendimi toparlamaya çalışırım
tevazu olgunluğuyla doyulmaz duruşlar sergiler kalbim
kelebekler kadar ritimli Allah adını zikrederken
gönlümün semasına dökülürken güneşten zerreler
nura boyanır duygularım temyiz kararı arifesinde
koridorlarında hüznün gölgesiyle gezinirim
ortadan ikiye bölünmüş ömrüm
kapatıyorum geçmişin hesabını
sonsuzluğun aynasında leke oluyor günahlarım
ahretin ışığını gölgeliyor isyanlarım
hesabı verilmez anılar bırakıyorum ardımda
millet kendi halinde kendi derdinde
kimi iki doz aşı
kimi üç
iki sinovac bir biontech
kimide kafasına göre
her yıkım adeta bir mızrak gibi saplanır yüreğime
garabetler varlığımı öylesine çevreler ki
kaldırımlarla sarmaş dolaş gecelerde
ellerimi ısıtır engin bir alev dalgası
karakterimin bir aynası olur
zevk ve hayal dünyası
namütenahi gözlerin birazcık sokulurdu gözlerime
göz aynama dökülürdü sonsuz mavilikte ki sevinci
o sıcacık muhabbeti epeyce uzun sürerdi
vakitsiz olurdu göz ayrılıkları
göz sancılarına dönüşen hele o kaş çatmaları
güneş ışığını yayar gibi ay nurunu salar gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!