İçimde esmektedir, tayfunlar, fırtınalar,
Fikrimin girdabında boğuluyor vicdânım.
Beşerin ellerinde mazlumların kanı var,
Suskunluk dehlizinde mahkûm sanki isyanım.
Dar geldi yaşlı dünya, yıldızlara göz diktim,
. “İzm”ler çıkmazında boğulmuş fikir,
İnanç günübirlik, sevgiler sahte,
Akıl başka yolda, başıboş zikir,
Hâkimiyet kurmuş, mânâya madde.
Bir sürü meçhulün peşinde insan,
Geçmişime bir göz attım bu gece,
Ömrümün çoğunu nisyanda gördüm.
En sonunda ölüm amma netice,
Yine de nefsimi isyanda gördüm.
Bir kapıdan bir kapıya yürüdüm,
BAHARDA
Süslendi yeniden dağ,tepe,bayır,
Sarı sere serpe,al sere serpe.
Yeşile boyandı bağ,bahçe,bayır,
Yaprak sere serpe,dal sere serpe.
EMRİNİZ BAŞ ÜSTÜNE
Mutlu azınlığın mutlu beyleri,
Tüm duygularımı çaldınız ulan.
Sömürü çarkının has bireyleri,
Topraktan halk oldu tüm nev’i beşer,
İnsana mayadır özü toprağın.
Yıldızlar arası mekânda yaşar,
Denizler belki de gözü toprağın.
Hakk emriyle mesken odu varlığa,
Gelmeyen baharların hasretini yaşadım,
Geceme kezzap döktü masallardaki cadı.
Unuttuğum gün oldu ben kimim neydi adım,
Hayatım hayatımı elli beş yıl sınadı.
Nasıl,niçin,nedeni çıkardım lügatimden,
Bin dokuz yüz on beşin on dokuz şubatında,
Kumkale, Seddlbahir top salvosu altında.
İşte böyle başladı Çanakkale Harpleri,
On sekiz mart, boğazı geçmekti hesapları.
Malazgirt’te bir yüce şan eyledin,
Bu toprağı kutsal vatan eyledin,
Her zaferi mutlu bir an eyledin,
Al kanda aksini gören bayrağım,
Çağlardır şanını süren bayrağım.
Şöyle,böyle hayat bitecek bir gün,
Mezar denen yere varılır dostum.
Mal,makam ne varsa yitecek bir gün,
Onların hesabı sorulur dostum.
Derdine devayı ara,sor ama,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!