Şiir sensin, mısra sensin, dil sensin,
Dudağın kaside, gözün kafiye.
Şu ruhumda en esrarlı desensin,
Muhabbetin redif, sözün kafiye.
Endamın şah beyit, ellerin vezin,
BÖLÜM BİR
Bir gariplik çöküyor üstüme zaman zaman,
Ecdadımı andıkça coşuyor damarda kan.
Gece gündüz bu hasret bırakmaz beni bana,
Süslendi yeniden dağ,tepe,bayır,
Sarı sere serpe,al sere serpe.
Yeşile boyandı bağ,bahçe,bayır,
Yaprak sere serpe,dal sere serpe.
Kelebekler çiçek çiçek dolaşır,
“Bursa’nın ufak tefek taşları,
Keman olmuş o yârimin kaşları.”
Türküsü bir sevdaydı dilimde.
Çocuk gönlüm Bursa için çarpardı.
Bursa sevgiliydi, Bursa yârdı,
Osmanlı’dan kalma diyârdı.
Yaptığını beğendin mi?
Eller güler ben ağlarım.
Muhannete hak verdirdin,
Eller güler ben ağlarım.
O sana yâr olmaz dendi,
Bismillâh diyerek girelim söze,
Vasfını anlatmak zor, Resulallah.
Yaradan kolaylık getirsin öze,
Aşkındır içimde nâr, Resulallah.
Doğuşundan önce belirdi izler,
Bin üç yüz otuz bir yılında doğdu,
Muhabbet burcunun arşına ağdı,
Seyyid Ocağı’nda yoğruldu, pişti,
İlm-i Ledün Dergâhında yetişti.
Mekanlar kasvetli meydanlar rezil,
Aklın terazisi ölçmekten âciz.
Manalar gönülden edilmiş azil,
Kinlere açık kalp sevgiden taciz,
Riya sultasında esir insanlık,
NEDİR?
Bir hışım gibi gelip çarpan bu sevdâ nedir,
Ya sevgilide bu naz, bu sitem, edâ nedir.
EY YÂR (Yedekli Koşma)
En güzel mevsimler yüzünde açar,
Ağustos sıcağı bakışlarında.
Seni işledim oya oya ey yâr,
Gönlümün en gizli nakışlarında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!