İbrahim Başar Şiirleri - Şair İbrahim Başar

1960 İstanbul doğumlu olup, 1967-1995 yılları arasında Almanya'da bulundum. 1995 yılında kesin dönüş yapıp, önce Adana'da ikamet ettim ve 2001 yılından 2013 yılı sonuna kadar Antalya'nın Manavgat ilçesinde yaşadım.
Şu an doğum yerim olan güzel şehir an İstanbul'da yaşamaktayım ve ailemize ait yazılım şirketinde çalışmaktayım
Evli ve üç çocuk babasıyım.

İbrahim Başar

/kaç kum fırtınası geçti üzerinden
hangi yüksüz kervanlar
yüreğinden nemalandı/

sen ki
milyonlarca yıldır

Devamını Oku
İbrahim Başar

Ta eskilere dayanıyor bu hazin sonun başlangıcı
Yeni bitme tavrıyla dolaştığımız ruhsuz sokaklarda
Sen, kenarlarda açmak bilmeyen çiçeklerin bekçisi
Ben ise, yamalı kaldırımların eksik taşları gibi, savruk

El ele yürüyorduk umutla kurduğumuz hayallerimizde

Devamını Oku
İbrahim Başar

Yalnızlığına çekilmiş ıssız bir kasaba…
Günden kalan sis perdesi ağır bir kütle gibi eğreti damların üzerine çökmüş, rögar kapaklarının deliklerinden çıkan fareler, karanlık sokakların sessizliğini bozarcasına çöp tenekelerinin içinde cirit atıyorlar…
İlk, evlerin kırık dökük bacaları göze çarpıyor. Ayaz geceye rağmen suskunluk içindeler. Pencerelerden sarkan yirmi beş mumluk ışıklar karanlığı delemeden yok olup gidiyorlar…
Sıvası dökülmüş bir evin bodrum katına sığışmış küçük odalardan birinde ise, yaşlı bir şair dirseklerini tahta masaya dayamış, başı ellerinin arasında, “en son ne zaman bir şeyler karaladım” diye düşünmekte… Belki de içinden, “hangi aşklar kaldı ki yazılmamış olsun, hangi ayrılıklar, hangi özlemler… Yeni bir şeyler yaşamak gerek yazmak için, hissiyatı besleyecek yeni yaşanmışlıklar”, diye geçirmekte… Ya da başka gerçekler mi vardı kaçırdığı, görmek istemediği?
Yaşlı şair karmaşık duygular içinde derin bir nefes alır, daha önceleri defalarca yaptığı gibi kalemtıraşını çıkarır, kalemini inceltir, sonra ayağa kalkar ve pencereye doğru yanaşır…
Manzara hep aynıdır… Ne gelen var, ne giden… Yoksa yalnızlığı mı yazmalıydı? Yok, yok… Kim bilir kaç kez yazmıştı… En güzel şiirleri yalnızlığa yazdıkları değil miydi zaten? İhtimaldir ki, kendisine acıdığının, belki birilerine sesimi duyurabilirim diye o şiirleri kaleme aldığının farkında bile değildi… O, sadece şiir yazıyordu, kendini değil!

Devamını Oku
İbrahim Başar

Seni, hayatı sevdiğim kadar seviyorum
Ancak bu kadar; o kadar da çok

Her nefesimde varlığını içime çekerken
saçlarında parlayan güneşi seviyorum
gözlerinde, Zühre yıldızını

Devamını Oku
İbrahim Başar

Gün, yarından habersiz, fırtınanın kopacağı gündü
Bağrından ılgıt ılgıt esecekti ayrılık rüzgarları

Hüzün önce çiseledi, sonra dolu dolu yağdı gök yüzünden
Ardından şimşeklerin ürkütücü patlamaları inledi toprakta
Dışarıda, pencerenin camından süzülen yağmur damlaları

Devamını Oku
İbrahim Başar

Duydum ki ağlamışsın, yıkılmışsın bir anda
Son halimi görünce kaybolduğum yollarda
Beni yıkan sen değil, çok sevdiğim yıllarda
Beyhude bekleyişin hiç gelmeyen sonrası

Beni düşünme artık, kendi halime bırak

Devamını Oku
İbrahim Başar

Karmaşık duygulardan beslenen bir düzen
Tren rayları kadar esnek bir yol haritası
Elde, nereye çevirirsen çevir, hep aynı yönü gösteren bir pusula
İstikamet ölüm
Lokomotiften çıkan kara dumanlardan derin bir nefes
Bedeni saran is kokusu gibi kapkara; makbul olan budur

Devamını Oku
İbrahim Başar

Üzülme yar, otur dinle
Benim sevdam başkadır yar
Sevdim seni, tüm kalbimle
Benim sevdam başkadır yar

Vicdan düşmüş pazarlara

Devamını Oku
İbrahim Başar

zamanın divanı önünde
el pençe beklemek gibi
...susmanın hafifliği

oysa...
varlığın ne önemi var

Devamını Oku
İbrahim Başar

Bir sessizlik hakim kalabalık sokaklarda
Adımlar ise, sanki hızlıca boşluğa yürüyor
Yılların pisliği öyle yayılmış ki asfaltlarda
Çizmeler, botlar da artık fayda etmiyor

Çamur artık yayaların diz boylarında

Devamını Oku