varlığım da bir, yokluğum da
hani sen yoksun ya hayatımda
artık her şey çok daha önemsiz
sensiz daha bir değersiz
özlemek mi?
ağır bir kütlenin altında uyandım bir ağustos sabahına
yoğunlaştırılmış demir parmaklıklar arasından
son güneş ışığını yakalamaya çalışırken
dünden sonra ancak bugün olabildi; yarınım meçhul
hasretime paravan çekilmiş tam kapalı ceza evinde
duyuyor musun sessizlikte
yaprakların hışırtısını
onlar da dallarında tutunamamış
ayrılık rüzgarları öylesine esmiş ki
hepsi bir kenara savrulmuş durmuş
aralanmaz kapılara bakarak
Yeni yılda her şey daha güzel olacak biliyorum
Tüm kötülükleri artık geride bırakacağım
Hatta çok gaddar davranacağımı düşünüyorum
Eski yıldan hiç bir şeyi yanıma almayacağım
Son saatlerinde Hepsini fırına atıp, soba üstünde kızartacağım
Üzerine bir kadeh kaldırıp bir de sigara yaktım mı
gözlerini kaçırma gözlerimden
biliyorum artık, gideceksin
iki adım, kalan bu son geceden
götürecekleri... son nefesimsin
Seveceksen, benim gibi seveceksin
her şeyi unutacaksın; kimseyi takmayacaksın
bırakacaksın kendini sevdiğinin kollarına
tatlı bir rüya gibidir, uyanmayacaksın
ara sıra sadece dokun dudaklarına
öpmeden, kana kana doyacaksın
bazen gün doğumunda
sanki bir el yanaklarımı okşuyor
ılık bir nefes ısıtıyor kulaklarımı
burnumda mis gibi
bahardan kalma papatyaların kokusu
tarif edilemez bir duygu
ah be hayat
sana her şeyimi vermek zorunda kaldım
çocukluğumu, gençliğimi
yetmezmiş gibi
üstüne de aşkımı
Canım dediğimi
Esti geçti gençliğimin son yeli
Yastık yaptım geceleri kederi
Ne kadar çok unuturum desem de
Silemedim beni yakan izleri
İnsan gördüm, yüreğinde zemheri
Öyle bir yorgunluk çöktü ki üzerime, yorulmuşum
Yorgunum, yalnızlıktan olsa gerek
Nerede bir yalnız adam tablosu görsem, o 'Yalnızın' yerinde kendimi görüyorum
Hani son baharda ağaçlı yolda yürüyen resimdeki adam
Ağaçlardan dökülmüş, sararmış yapraklar üstünde umutsuzca yürüyen
Veya deniz kıyısında bankta oturan düşünceli ihtiyar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!