Ne ustalarla karşılaştım zamanında
Eline çekici alan örse koştu
Dövüldüm hayat atölyesinde demir misali
Yüreğimde hiç sönmeyen kor ateş
Küçücük ellerim nasır, yüreğim acılar haritası
Adil olmayan bir oyun oynanıyor sanki
Bazen adı konmamış bir yalnızlıkla,
güneşten çalma bir gün atığında
ağlaşan martıları seyretmek için
doluşurdu cancağızım rıhtımlara.
Selamsız geçerken ömürden bulutlar,
Öyle bir yar sevdim cananım dedim
En güzel günleri onunla gördüm
Kıymetini bilmedim, sonra kaybettim
Yıkıldım yine de akıllanmadım
Yıkıldım yine de akıllanmadım
boşluklarda dolaşırdık zaman zaman
bazen ileride, bazen gerilerde
yüzümüze vuran aydınlık ve karanlık iç içe
göğüs gererlerdi anlamsızlıklara
adım başı kavşaklar, köprüler, işaretler
bir seçim olarak sunulmuşlardı sözde
Ağır geliyor yokluğunun sancısı
Bunu bir ben bilirim, bir de tanrı
Düşlüyorum bilmediğim diyarları
Seninle oralarda buluşmayı
Seninle oralarda buluşmayı, buluşmayı
ne güzel bir yeşil
rengarenk çiçeklerin muhabbeti
dersin ki, hepsi aynı renkte
öylesine içten ve mutlu
aşk bu olsa gerek
farklı olsak da benzerliklerimiz
beklediklerimiz yarınlar değildi aslında
ancak gidişler yine de çok kısa sürerdi
henüz demlerini almadan
çünkü kimsenin eğleşmeye tahammülü yoktu
arkalarında biriktirdikleri kimsesizliklere
ne bileyim…
yine başka bir mevsime geçtik
kırlangıçlar denizleri aşmak üzere
yağmur ve fırtınaya yakalanacaklarını bile bile
zira kimi kavuşacak, kimi telef olacak
yine de hiçbiri geriye dönüp de bakmıyor
sanki bekleyen ölüm değil de
Bazen başka bir bedende uyanıyorum
Mesela gölgede kalan bir çocuğum
Sokaklarda çöpleri karıştırıyorum
Umut arıyorum bayat lokmalardan
Bir sevgi yeli esiyor, bana değmiyor
Hayalimde gittiğim yol
Irmak kenarından geçer
Unutamadığım köyüm Dikilitaş
Ağaçlar arasında bir ev
Her şey bir masal gibi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!