yine tek başımayım
vahamete kapılmış
bir günün ardından
güneşten yoksun
bir yer sofrasında
ağırlanıyorum
rıhtımda dalgaların titreyişini izliyorum
parlayan kırmızı güneş topu
yapayalnız ve mavimsi
derinliklerde kaybolmak üzere
bir an gelip geçtiğim kalabalıklar yok artık
İstanbulsu duygular sarmış ruhumu
içim öylesine kalabalık ve yıpranmış
kendime iyilik etmek iyi gelmiyor sanki
sanırım bırakmalıyım
varoşları delip geçen sokaklarda
seyrine çıkmayı, gözlerinin gördükleri boyunca
hasret yine gecelerimi zehirliyor
gündüzlerimi hele hiç sorma
çöktü yine üzerime anılar
boğuluyorum susuzluktan
bir kırlangıç gibi yapayalnız
çırpınmaktan yoruldum
Yine bir gün düştü takvimden
Hayat ağacından bir yaprak misali
Dönüp ardına baksan ne fayda
Hatıralar mazide kaldı
Gençliğinde düşlerin vardı
Günler sonbahara göz kırpıyor
Geceler ise yıldızlara hasret
Hepsi dışarıda hapsolmuş
Ne gelesim ne de hevesim var
İçime sıkışmış çıkamıyorum
Ama öyle bir gidesim var ki
Çok mu geciktik, sona mı kaldık
Düşünmeden edemiyorum
Oysa üç vakte kadar kavuşabilirdik aslında
Belki üç gün, üç ay, üç yıl, hatta üç ömür sonra
Kim bilebilirdi ki, kim bilebilirdi
Uzaklarda kaldı artık gözlerin
Bir gittin bir daha geri dönmedin
Sensiz ne yaparım, hiç düşünmedin
Canımdan çok sevdim, anlatamadım
Soğuklar kurbanı gece buluyor
Lokma Tatlısı
'hayatın bir tarafına tutunmak gerekiyordu
bir ağacın köklerine tutunduğu gibi'
ne yani, anlamama imkan yoktu ki
sahipsizliği ve dünyaya atılmışlığı
süzülür hüzün sonbahar akşamlarında
ipekten çiçekler bahçesinde
ve hayaller yıkılır zamansız aşkın ertesinde
öyle bir aşk ki, sakarin tadında adeta
elektrikli şömine önünde içilen
bir bardak poşet çayın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!