düşünsene
bir varsın, bir yoksun
evvel sevdalar içinde
kalbur yüreğinde
ele, eleye bilirsen
çirkinlikleri ince ince
Daha dün kırptın gözlerini
Aldın kopardın candan beni
Ah be güzelim, yandım bittim
El kollarında gördüm seni
Bahçeme ektim al gülleri
Vatanımız, Milletimiz
bizim her şeyimiz
Mehmetçik dağda
koruyoruz mutlaka
Ankara, Sivas
Ey yıldızlar,
Ayrılma vakti geldi artık
Sevgilerim, sevdiklerim
Sizlere emanet olsun
Bir tek adımı bıraktım yarına
Her kaydığınızda gökten
nedense hep seni düşünüyorum
hele şu kış günlerinde
elimde bir fincan acı kahveyi
yudumlarken
şöminede yanan ateşle yanıyor
sensizliğimle üşüyorum
yine indi yazın kavurucu sıcakları ısınamayan yüreğime
hırka olamıyor; kısa ve soğuk kalıyor artık geceler
hayalinle yaşadığım, dalıp, titreyerek gülümsediğim
o karanlıklar, arıyorum, seviyorum onları
dondurucu soğuğu, camlardaki buğuyu
beni ancak bunlar sıcak tutar, böyle ısınırım
buzlar çözülünce
bekle beni bir akşamüstü
güneş inerken gözlerine
dağ esintisi nefesim nefesinde harlanacak
ruhumuzun senfonisi iki ileri bir geri ritminde
umut, anne karnındaki bebeğinin kendisini tekmelemesini beklemektir
"erkek mi olacak, kız mı olacak"tan ziyade 'adam' olduğunu görmek
annesine benzemesini, belki de babasına, dedesine, yada nenesine
bu yüce sevdayı pekiştirmektir umut; yalnız olunmadığını hissetmek
belki de içgüdüselliğin çok ötesinde bir şeyler beklemek
ağlamaması, hep gülmesi gibi...
Beğendin mi yaptığını
Kar olup başıma yağdığını
Saçlarımın ak'landığını
Yine de akıllanmadığımı
Ah bir bilebilseydin
Sana nasıl bağlandığımı
Demek ki geleceksin; gel artık.
Gel de çıkar şu üzerimdeki hırka diye giydiğim,
Yıllardır içinde ezildiğim yalnızlığı.
Tekrar eline geçir, korkuların,
Kalbimin en ücra köşesine kadar
İstila ettiği bölgeleri.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!