Haydarpaşa garında vagonlar peşin sıra
Bir hüzünle bin umut dizilmiş peronlara
Yar, sıla dinlemeden kıydın göz yaşlarına
Gidenlerden bihaber insafsız Haydarpaşa
Nice sevdalar çaldın, götürdün diyarlara
Ah, canım İstanbul,...
nerde kaldı o güzel günlerin.
Sana göz açtığım yoksul semtin sokaklarında
fakirliği unutturduğun zenginliklerinle
bir başkaydı çocukluğumuz.
Topumuz eski yün kazaklardan
eğreti olacaktı elbette, eğreti
çocukluğun, yırtık uçurtmanın uçabildiği
gençliğin, acılarını hatırlayabileceğin kadar
ve geçen günlerden sana kalan...bugün
ne bir eksik, ne bir fazla
*her şey tam kıvamındaydı* diyebilmeli insan
yorganımı başıma çekip
saklanasım geliyor bazen
hiç bir şey duymamak
hiç bir şey görmemek
yapamıyorum
olmuyor yiğidim, olmuyor
çok şey bekledim galiba aşktan...
üşürken gençliğimin baharında
güneşten çalma bir kaç gün atığının üzerinde
ağlaşan martıları seyretmek için
doluşurdu cancağızım rıhtımlara
selamsız sabahsız geçerken ömürden bulutlar
gittin
ve geri geldin
vefasızlık bulutlarının
gölgelediği gözlerin
fırtına sonrası deniz gibi
mevsimler bile
eskide kaldı
ağaçlar meyvesiz
yıldızlar soluk
her ne varsa
çalınan
Üç, beş bahçe tarla sattım
Geldim şehre dükkan açtım
Bir de büyük levha astım
...Ne iş olsa yaparım abi
Memlekete haber saldım
Ne kadar çok kaybettik
Yeni doğan umutlardan
uyuyan bebeğin gülüşünü
görmezden geldik
Ne kadar çok kaybettik
belki her gün yeniden başlamak gerek
hani ilk günlerimizdeki gibi
her gün yeniden hayata göz açmak
ne dert olurdu ne tasa
sadece sen ve ben
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!