Bir kadının gözlerinde bir şiir büyüyor
ve sokaklar akıyor denize doğru
yaşam vardı bu sokaklarda
bu rüzgarlardan güvercinler akardı.
Bulutlarla oynaşan kuşlar
Yeni bir siir yazmak icin
pabuçlarımı bağladım.
Kalemim yıllarca
yağmurumla öpüştü,
gidiyorum,
Bu gün hayatla
randımanlı bir sohbette bulundum,
öpüştüm eski günlerimle,
hiç kimseye haklı haksız demedim,
sökülmüş bir yaşamın
ortasında değil miyiz,
Hayatımın boşluğuna bir semt düşüyor,
her gece düşüyor
kendimi bile göremediğim karanlıklarda,
hep aynı kadın geçiyor bu sokaklardan,
gökyüzüyle konuşan hep aynı kadın
çünkü çarpıyordu onun yüreği,
Artık gemileri kaldırsak ortadan
kuşların kanatları serindir şimdi,
şimdi gemiler uzanmıyor o serinliklere,
artık lüzumsuz denizleri
çıkarsak hayatımızdan,
senin bazı yerlerin hassasmış dediler
Şimdi, örümcekleri uykuya dalmış bu şehrin
silahları çınlıyor omuzlarımda,
demir ve durgunluk vardı korkak uçurumlarda
okuduğum romanlar yıllarca esir kaldı
pencerelerden sarkan küskün ölüler arasında,
karanlığa itilen nice bedenler gördüm.
Sabah toprak sokakların damarlarında yükseliyor,
dünyanın bir günü başlıyor, bu semtin şakaklarında
yorgunluktan arınmış sessiz kızlar uyanıyor,
onların saatleri her sabah hüznü gösterir,
ırmaklar gibi akan gözlere gün vuruyor,
onlar yağmurlu gecelerde yaşama sarılırlar,
O şehirden uzak şimdi
rap rap yürüyen ayaklarım
öpsem yeridir o sokakları
ağlasam yeridir o ırmaklarda.
Saçlarımdan dökülen hayat
Martıların çoğaldığı
bir ülkedeyim kaç yıldır.
İçimde casuslar gezerken,
Frida gibi kaş çatar gençliğim.
Ve gençliğim susardı,
gözlerinin hapishanelerinde.
Bir gün, gökyüzü rüzgarlarla karardı.
Pençesi kuvvetli bir bulut beni yağmurlarda durdurdu,
insafsızca seçilmiş güneşsiz bir günde
yağmura dayadılar sırtımı.
Izdırap, utançla bakıyordu yürüyen sulara,
bulutlar döküntü ağızlarıyla
selam hüdayi abi benim koray sana ulasamadim selam olsun gönullerinize