Kara çaldın
Ey sevgili kara çaldın
Gökte maviye denizde suya
Kara çaldın
Yollar aştım oteller gezdim
Kentler yıktım
Kar bozan izlerde sevdim seni
Bir bavul vedayı öptüm alnından
Ayaklarım hırpalandı
Çağlar ötesine yolladım sultan sofralarını
Sana geldim
Derin dehlizlere koştum
Ömrün ortasında sarılmak isterken
kar çiçeği yapraklarına
Ayazda donuyor kar çiçeği
Düşen yaprakları saçlarımda
Eğilip gitti mevsimlerin güzeli
Düş sokakları şimdi kapkara
Saçlarını tarar bu sabah kızıl bir şal
Zehrini içer aşkın gün boyu dövünür yar
Umarsız beste yağmuru
silkinir yağar bulutlar
Küfürlü bir lehçe dolaşır ortada
Ayrılık her an zamansız ayar
Gemiler
Tepesi kulenin
Rıhtım
Yarık
Neden öpemiyorum yıldızları beş köşesinden
Keyifle taneyi öğüten değirmen
Ben değirmene akan boz bulanık su
Beni değirmende olmayana say
Testiye kulp takmak her şeyden kolay
Tek çıngıyla tutuşan dolunay
Yirmi bir asırdır konformizm son fasıl
İhtiyaç yaratan bir dünya durmaz gider
Oyuncak dağıtır çocuklara yanmaz metal
Bitmeyen hırs nefis
Kapitalist ölümler yarışır göz önünde
Robotların insanlaşması son çığır
Alaca şafağın ışığı vurmuş dağlara
Mazmut bir gün sığınır açık yaralara
Kuşlar konar ölülere şahit ulu çınarlara
Düşmüş bir adam kızılcık pişirir umutlara
Aşkın dağarcığı alevlenir ay altında
Yalnız kadınların avuçları terletiyor geceyi
Ve bohem bir hayat gülümsetse tarihi
Göçmen konutlarında sönük lambalar
usul usul eğiriyor sonbaharı
Hastane koridorlarına küsüyor kederler
Özlem bekleyişlerde soluksuz uğultu
Yağmur başladı
içeri gir Lora
çay koy ateşe
ve karşıma geç
saçların geceyi tarasın
gözlerin şiire başlık arasın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!