Yirmi bir asırdır konformizm son fasıl
İhtiyaç yaratan bir dünya durmaz gider
Oyuncak dağıtır çocuklara yanmaz metal
Bitmeyen hırs nefis
Kapitalist ölümler yarışır göz önünde
Robotların insanlaşması son çığır
Yerinde sayan aşk mıdır albayım
Korkma; bir tek ölürken infilak etmezsin asker
Güneşe atılan barut patlar mı albayım
Güneş yanar sonuç değişmez asker
Akmayan kan mavidir derler
Doğru mudur albay Nikola
Uzaklığın avuçlarımda buruk bir sıtma sızısı …
Saçların dipsiz sokaklarda adres şaşkınlığı …
Neydi bende seni saklayan çadır perçemi
Ve neydi içimin ürperen hali…
Mavi derler kayıp fesleğen umuduna
Oysa mavi unuttu beni
Her gece aklını yitirir şairler
Sabaha çıkmaz ölür kalemleri
Yolunu kaybetmiş deli ararlar
Elleri hecede harf ayarı yaparlar
Ve suyu özlerler kana kana içerken karanlığı
Sokak kedilerine dönerler sonra
Tepeden inme kelamın var dili
Bu sabıkalı bir maktulün işi
Ölgün mevsimler açar mavi mavi
Gece mecrasını kaybetmiş sorar bir keşifi
Tren garında öksüz zaman
Kısmi bir oksijen soluyorum dimağımdan
Etin çürümesini aratan bir koku tenim
Tahta bir kapının paslı kulpu açılmıyor
Kapkara karanlığın en dibi yalnızlık
Bana köle derler sana sultan
Sen yine kendini güzel san
Tepende taç emrinde ordu olsun
Başına tacı takan köle değil mi
Bana köle desinler sana sultan
Kör olasın ey ağzı bozuk yalnızlık
Ne tuttun sesinde boğdun beni
Ne de duydum bir gün güzel sesini
Kuş gecede düş kursun
Beden dilsiz dile alışsın
Rüzgar esmeden
Hava bozmadan
Git…
Sözünü koymadan masaya
Denizlerin dalgası
İçtiğin suyun manası
Şanlı şehirlerin kalesi
Buranın gündüzü, yok Tezerya
Poyrazda esen rüzgarı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!