İki seksenlik bir ölüye konmuşsun toz
Yer mi bulamadın yatacak arsız toz
En ücra kıyıları bilir yüzsüz hünerin
Elveda diyen bir ömre bedelsin toz
Aşka hudut çizer soysuz zerrelerin
Bu bir üçleme
Üç başlı üç beyaz
Üç naz
Üç gecenin üç yıldızı
Bu bir uyanış
Aşkın sermayesinde
Noktada zerre gibiyim
Nokta yetmiyor bana,
Noktada cümle gibiyim
Tarihte bir şiir gibiyim
Mısra kesmez dilimi
Adam kaldırıma düştü
Elindeki cam vazo kırılmadan yuvarlandı
Arabalar geçti en okkalısından
Hürriyet caddesi zulmetti adama
Adamın kafası düştü taşlara
Kan bulaştı elçiliğin önüne
Neden yağmadı yağmur
Kapımdan bulutlar geçerken
Neden kapı çarpmadı,
Rüzgar sert eserken
Nadasta bir ölü sandı,
Belki bulutlar beni
Yanında olmak,
Bahara benzemek
Yaprağa dönmek
Sağanaktan evreni süzmek
Yanında olmak
Gecenin bir yarısı
Ay ışığında saçlarını tel tel böleyim
Bırak beni
Parmak uçlarında öleyim
...
Kestim gökkuşağını
Yedi pençe satırla
Gök yarıldı sen geldin
Bütün sözcükler ayağa kalktı
Günah şahitti sevap tanık
Bunca nefrete refakat eder her şey
Kör bir rıhtımda çekildi benim kıyılarım
Ellerimi duvarlara sürüyorum
Buz gibi bir yalnızlık dolu avuçlarım
Suretim vapur bacalarına çizili
Ve çelik inkarlarda dövüldü ellerim
Gövdemde gökkuşağı izleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!