Bir eylül akşamının sessizliği,
Cama vuran damlaların sesiyle bozuldu.
Saatlerce yağdıktan sonra,
Yağmur durdu, rüzgar sustu,
Sakinleşince hava ortalık duruldu.
Geceye doğru ilerleyen saatlerde,
Durmadan dönen dünya,
Bıkmadan doğan güneş,
Akıp yıkıp giden zaman,
Bitip tükenmez hevesiyle,
Tazelendi gün yine....
US'um SER'imde, AYN'ımla ağlaşsa da MÜJGAN. LEB'im LAL'dir benim, SER'imi veririm, SIR'rımı vermem, bozmam SÜKUT'umu KAT'a etmem BEYAN.
Hatice Kutsal
Sözler suskun.
Renkler solgun.
Zaman durgun.
Gönül yorgun.
Yanlış zamanlar,
Ansızın gelen vedalar,
Çok eskilerden bir rüzgar esti.
Taşlı yolda yürürken buldum kendimi.
Eski tahta kapı aralandı girdim içeri.
Uzun uzun seyrettim yıllar öncesini.
Ne çabuk geçti o güzelim yıllar.
Daha yolun başındayız dediğimiz yaşlar.
Kısacıkmış uzun sandığımız o yollar.
Kışa yakın bir bahardayız,
Kimbilir belkide bu son bahar.
Ne çabuk geçti o güzelim yıllar.
Daha yolun başındayız dediğimiz yaşlar.
Kısacıkmış uzun sandığımız o yollar.
Kışa yakın bir bahardayız,
Kim bilir belki de bu son / BAHAR .
Söyle canım
Yüreği camdan
Sevgisi candanım.
Sen hiç denize döktün mü içini?
Bir balıkçı kayığında sabahlayıp,
Işıl ışıl parlıyor karanlığın içinden.
Sanırsın yıldız yağacak geceleyin gökyüzünden.
Sözleşiyor mehtap yarınla, aynı saat aynı yer,
Kayıplara karışması aydınlığın yüzünden.
Hatice Kutsal
Yanmış gökyüzünün kandilleri.
Yıldızlar geçiş sırasındalar.
Hafiften esen yelde,
Poyraz serinliği var.
Bahçede çimlenmiş,
Yabani otlar,
Hiç adetim değildir aslında yorum yapmak ancak şiirlerinizi çok beğendim. öyle ki sayfadan çıkamıyorum. sizi daha önce hiç duymamıştım. dedim ki kendi kendime ben böyle bir cevhere nasıl kayıtsız kaldım? yeni eserlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum