Ben
bir şiir yazmak istedim Usta
senin gibi.
Kelimeleri
demir gibi döverek
Uzun Yaşamın Yankısı..
Bir nehir gibi akıp gitti zaman,
Genişledi yatağı, derinleşti suları.
Kazdağı'ndan bir rüzgâr indi denize,
Bin yıllık zeytinin gövdesinden bir fısıltı.
Duydu onu köklerde uyuyan sır,
Ve denize karışan toprağın o engin sabrı.
Var mı?
Ey devletim, yüce dağlar başısın
Yoksul kulun gözlerinde yaşısın
Sofrasızın ekmeğisin, aşıısın
Seslenirim, duyan bir kulak var mı?
Varoluşun Sahnesi..
Boşlukta asılı bir soru muyum?
Yoksa sorunun ta kendisi mi, yankılanan evrende?
Vatan dediğin,
haritada bir renk, pasaportta bir mühür değil sadece.
İnsanın içine, en derinine kök salan o ulu çınar.
Toprağını avuçladığında,
Vatan için
Bu gelen Alparslanın Varisleridir
Gökler gürlüyor,şimşekler çakıyor dokuz ışıktan
Bu gelen Alparslanın varisleridir
Türk oğlu türk ve islamdı bunlar doğuştanAllah ve vatan için geliyor bunlar
Bayrağı elinden bırakmaz,bozar oyunlarGönülleri volkandır sönmek bilmez
Veda Nöbetçisi...
Biri kader dağıtırken en başta,
senin avucuna bir filiz düştü, benimkine paslı bir taş.
Senin yolun günaydınlara çıktı,
Gece,
uykunun en kalabalık sokağındaydım.
Bir market işletiyordum.
Vitrinim yoktu.
Müşterilerim vardı, yüzleri yoktu.
Yine sözleri, sazları, inançlarıyla geldiler,
dize dize aydınlık oldular, aktılar gecenin üstüne.
Kıyıları tuttular bu kez.
İda'da devrilen bir çınar, köklerinden doğruldu yeniden,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!