Derbeder yaşamak bana göre değil.
Yapılacak birşeyler hep var biliyorum.
Sebepleri halk eden yaradan varken,
Ben, seninle zaman kaybediyorum.
İmkansıza kapalıdır benim dünyam.
Ey yüce makamın, münkir sahibi,
Hakka zulümsün, nefsim de ne ki.
Asan bile keskin mülkiyetindeki.
Ne vahşi azamet üzerindeki.
Yek olmuş eşrafın ateş saçıyor.
Ne yağmur vardı,
Ne de aşkın havası.
Namümküne bağlanmış,
İmkânsız müptelası.
Çınarlar yeşerdi boz yamaclarda.
Yemyeşil yapraklar döküldü gitti.
Sinsi sırtlanlar ile kaldık başbaşa.
Aslan yurekliler sır olup gitti.
Yele verdik harman yerini.
Cenneti terk etmek üzmüyorsa.
Rab’i kızdırmak ürkütmüyorsa...
Ahret inancın yoksa üstat!
Ne diyeyim ki sana, ne söyleyeyim.
Gözyaşıyla yetinmeyip, kan akıttın.
Yalçın bir yamacın ortasıydı kaderin.
Boş yaşamayıp bari hakka bir yol açsaydın.
İnsandı suretin, hikmetti adın,
Cahille iş tutmayıp örnek olsaydın.
Yanlış bir başlangıç, yaman bir bitiş.
Söylenecek çok söz var.
Lakin divan-ı mahşere kalsın.
Ey ölüm! Ne mübareksin.
İyi ki varsın.
Kudretin var, takatin var gülmeye.
Hazır aşın var yeyip gezmeye.
Hak tez zamanda ölüm yazmaya.
Zevale götürecek ölüm var ölüm.
İmkân var, dünya malı toplarsın.
Filmi hep beraber seyredip güldük.
Perdede gece gündüz şirinler gördük.
Ha oldu ha olacak zaman öldürdük.
Yaşamdı mücadele ne tez öldurülduk.
Ne masum başladı nereye geldi.
Ne tuhaf…
Ben dahi bilmezdim dünya denen meskeni.
Bir garip toplulukta geldim öğrendim.
Oturup seyre daldım matem yurdunu,
Acı nedir, kahır ne çektim öğrendim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!