Semaya yükselen bir içli nağme var;
Çan,
Şofar,
Ezan hiç değil.
Arşa ulaşıyor mazlumun ahı.
Dua, niyaz, yakarış değil.
Senli yıllarım başladığında…
Geçmişin ağırlığı vardı omuzlarımda.
Hazır değildim gülmeye.
Oysa, bir bayram yeri gibi cıvıl cıvıldın gözlerimin önünde.
Gözlerine bakışımı perdeliyordu anılar.
Merhaba senem.
Sır dolu kız.
Nam-ı diğer zamane kızı.
Öyle masum duruşuna bakma,
Gizemli halleriyle gönül hırsızı.
Nasıl anlatayım ki seni;
Şarabın keyfi,
Huzurun membağı gibisin.
Hem hayal, Hem hakikatsin.
Biliyorum, yoldasın biliyorum.
Sana türküler gönderiyorum.
Dualar,
Sözler,
Melodiler...
can!
Kararmış olsada ufkum.
Bir küçücük ziya peşindeyim.
Sensizliğe açılırken tüm pencerelerim,
Bir Hayal aleminde ben seninleyim.
Ölümsüz olanlara tüm haklar helaldir.
Lakin ölümlülerle hesap için ahireti beklemek gerek.
Üç günlük dünya hayatına aldanıp...
Haramdan nasiplenenlere gülümseyerek bak ve geç.
Ahirette karşılaşana kadar...
Sana bakma istiyorum
Yakutun, zümrütün sahte yüzüne değil.
Emeğimsin, eserimdir aşkım.
doyumsuz bir nazarla,
Yalın vucut,
Tek yürek seni seyretmek istiyorum.
Seni sevmek haddim olsa da.
Hakikatte; hakkım asla değil.
Görünüp yok olsan da gönül dünyamda,
Unutmak seni, sonsuza dek mümkün değil.
Neyimiz kaldı ki.
Bedeline mukabil her şey satılık.
Işık hızında geçiyor hayat.
Ruh çekildi, gördüğün her şey dünyalık.
İnsan...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!