Ey Rab!
Ruhuma çöreklenen külleri kaldır.
Ten uyuya dursun ruhumu uyandır.
Kelebekler gibi aşk'ına kanatlandır.
Ey Rab!
Bu ne aşktır duyup durduğum.
Doğrudur ateşe aşık olduğum.
Her fısıltı ateş,
Her nağme güneş.
Doğrudur yangınında mesut olduğum.
İnsan...
Eli, yüzü, gözü, sureti insan.
Yaradanın müthiş delili insan.
Yalın bir hikayenin yalanı,
Efsun da insan, İhsan da insan.
Dur saki...
Doldurma, dalmışlığıma aldanıp.
İçimde ateşle buzun dansı var, seyrediyorum.
Dargın ölenlerdendir hüznüm.
Dünyayı kâr sayanlar görüyorum.
Yavaş-yavaş doldur saki.
Varlığını alıp gidebilirsin.
Bir lokma ekmeği bölmemiş gibi.
Beni senden mahrum edebilirsin.
İki tende bir can olmamış gibi.
Yürüyüp dağlarda engine baktık,
Ne varsa ellerinde salıver gitsin…
Ufkunu kapatan her şeyi,
Kalbini karartan herkesi at hayatından.
Efkârına teslim olma.
Efkârlanma.
Sır ömre,
Ömür zamana katılıp gitti.
Aşk kine,
Kin ihtirasa kim bilir neler etti.
Bir gün hasret, bir gün nefret gün gelip geçti.
Ruh nazdan usandı, yalnızlığı seçti.
Ne diyeyim ki sana;
Şarabın keyfi, neşe membağı gibisin.
Hem hayal, hem hakikatsin.
Gel otur söylenelim.
Gönlümüzle seslenelim.
Dünyadan murat aldık.
Yeşeren umutları başka renge boyadık.
Hep düz yürüyelim yolumuz dümdüz olsun.
Hangi dilde anlatsam hislerimi.
Sana olan sevgimi hangi aşkla anlatsam.
Sensizlikte ürperen yüreğimi hangi ateşte ısıtsam,
Hangi suda yıkasam yokluğunda kirlenen yüreğimi.
Yalnız sana vakfetsem ruhumu, benliğimi.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!