Bir gece-i kadr daha geride kaldı.
Arkası bayram olsa kaç yazar.
Her ulvi zamanın ardında
Sönük kalan anlar var.
Ne mutlu; rahmet havzında yüzene.
Gel.
Minicik ellerini uzat Çocuk.
Belki güneşi görür, ayda yürürüz.
Tüm günahlara rağmen,
Kim bilir peygamberi görürüz.
Belkide ibrahim'ine yanan yüreğini söndürürüz.
Senin gibi olamamamı hoşgör.
Kaçan uykularımı,
Kanayan yaramı,
Nedensiz gülmemi,
Derin hıçkırıklarımı hoşgör.
Senin gibi gündelik bakmadığım,
Mevt diyorum, marka diyorsun.
Kuzum! Benimle eğleniyor musun?
Kendini lâyemut zannediyorsun.
Makamın erkine güveniyorsun.
Bilgi alıyormuşsun; çaycıdan, çorbacıdan, bekçiden.
Yaşıyorum dediğime kanma,
Gün be gün bir ömür kaybediyorum.
Dünyaya açılan ufacık penceremden,
Sararmış kavaklıklar seyrediyorum.
Hem ölüler, hem ölü seviciler çoktu.
Metaya tapınan sürüyle, mevlâyı tanıyan yoktu.
Cife sardı ortalığı ölüler sokaklarda.
Din denilen olgu sadece mezarlıkta.
Öylesine geçiyor günler.
Öylesine akıp gidiyor ömür.
Alışıyor insan yaranın sızısına.
Yüreğin ağrısına alışıyor insan.
Sönünce hakikatin ışığı,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!