Yolun yorulduğu yerdeyim.
Yokluğun belirdiği yerdeyim.
Ne susuz bir baharda,
Ne sonsuz bir çöldeyim.
Bolluk fışkıran toprağın üstünde,
Azgın benlikle dip dibeyim.
Nerede miyiz.
Güneşin batıdan doğacağı yerdeyiz.
Bildiğin her şeyin yalan olacağı yerdeyiz.
İhtimaller iklimindeyiz.
İtin atı tepip,
Hastalanmışsın.
Kötü bir hastalıkla savaş veriyormuşsun.
Üzüldüm...
Yaşamın baharında olan,
Hayata zorla tutunan bir umut için üzüldüm.
Ne mi yaptık…
Kapıyı da kalbi de kapalı bıraktık.
Eskiden kalp gözüyle bakardık, vicdanla.
Şimdilerde vicdanı da adaleti de duvara astık.
Uçup giderken ömür,
Ne seyitsin, ne Seyda,
Böyle halk etmiş Hüda.
Gözlerin hep yollarda,
Nedir meramın senin.
Geldin, kalmayıp gittin,
Halden hale geçen yaşlı dünyada
Hallicesi,
Yollusu,
Yolcusu,
Varlısı,
Darlısı hepsi de mahkûm.
Gül gibisin.
Naif, nazenin.
Söylesem olmaz,
Demesem olmaz.
Kelebeğin kanadı gibi narin.
Tutsam olmaz,
Modern dünyanın eteklerindeyim.
Kaç ayrılığın başladığı,
Kaç vuslatın yaşandığı yerdeyim.
Zamansız bir ateşin tutuştuğu yerdeyim.
Sabahına huzurla kalktığım güne,
Haber ver meyhaneci.
Boşa mıdır aşklar.
Bunca gam, bunca keder,
Bunca acıya müstahak mı aşıklar.
Söyle meyhaneci.
Kaçta söner burada ışıklar.
Bir yanı bahar, bir yanı pustu.
Biçare halinden gönül meyustu.
Sen meylettikçe yüreğim sustu.
Feryadın yüzünden hayata küstü.
Aşkım yüreğinde iken sanki bahardın.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!