yaşam kabına sığmaz da
iteler durur çeperlerini,
koşmak ister,
daha daha uzaklara...
yetmez! uçmayı diler,
yukarı, daha yukarılara...
dalga kıyıya varmak için yarışır
kendi misali dalgalarla.
ama her varış yeni bir uzaklaşmadır
yeni bir yolculuk, enginliğin çağrısında.
böylesi bir ‘git-gel’dir yaşanan,
sen hedef belirlersin
sadece dinle…
………………..
tek tek sesleri ayırt etmeden
çevrenin şarkısını dinle…
evrenin şarkısını dinle…
tutarlılık denilir
değişimi yadsıyan anlayışa
tekrarlayan kalıplara sıkışmış
tekdüze algılayışa.
oysa yaşam devinimdir
durmayan dönüşümdür,
bir süreçtir içe çekilmek
kendine yeterliliği sınamak için belki.
tıpkı çayın demlenmesi misali
ara vermek kaynamaya bir süre,
üstünü örtmek belli belirsiz,
ve ığıl ığıl yanmak kendi ateşinde.
cesaret, yaşama uyum için şart elbet.
yaşamı beslemek için şüphesiz
güçlü ve atak olmak gerek.
ama bir erk gösterisi olmamalı.
ne ispat kaygısı taşımalı,
ne de doğalı zorlamalı,
çocuğum
doğum sancım
duygu yükü tatlım, acım
ve güzelliğe olan inancım.
hücrenin can buluşuyla başlar mucize
özgürlük kendin olman demek
ne kadar da ürkütücü!
özgürlüğün korkusuyla bağlanırsın
her şeye, herhangi bir şeye
paraya, erke, işe, eşe,
tutulursun bir çılgın ‘gidiş-geliş’e.
söz, gerçeği süsleme sanatıdır
herkes de kendince bir sanatçı.
kişi nice etkilense de
kendini katar resmine.
her realitenin tuvalinde
farklılaşır anlam
her öykü kendi sonuna akar.
ya telaşla tükenir sayfalar,
ya da, ve keşke,
zamanı hiçleyen
içkin bir özümsemeyle
yazılır yeni baştan
Güneş hocam yıllardır sitenizdeki yazılarınız yaşam pencereme güneş girmesine neden oldu. sizi yazılarınız dan tanımak benim için bir şans oldu antoloji de şiirlerinizi yeni gördüm gönlü ve adı güneş olan hocam çok teşekkür ederim yazılarınız ile ufkumu genişlettiğiniz için.Hülya üner ve sevg ...