binbir oluşum süregeliyor
her yerde, hele de bedenimizde
zihnimizin doğru-yanlış tasarımını
umusamadan hem de.
gereğince atıyor kalbimiz
gereğince dolanıyor kan ve nefes.
“büyük işler başarmayı
büyük katkıları bir yana bırak.
aslında öylesine basit ki ölçek;
aldığın kadarını veriyor musun hayata,
nice demet topladın da
tek bir çiçek sundun mu doğaya,
Yalnızlığa gömülürken,
Sensizliğe süzülürken,
Sessizliğe sürülürken,
Özür diliyorum benden...
Gönülden göremezken,
sevinçtir ilacı acının,
bir gülümseme kurutur gözyaşlarını.
ne denli derinse de hüsran ve hüzün
mutsuzluğu mutluluk seyreltir ancak.
paylaşalım deriz, tamam,
ama salt ağlayarak mı?
‘iki’de ‘bir’in deneyimidir dostluk.
yenmek adına, asal yalnızlığı,
yalnızlığın dayanılmazlığını,
hem yaşamı duyumsayışta
hem ise yol’u algılayışta.
var oluşunu onaylama güdüsüdür
Perspektifsiz bir resmi seyreder gibi,
Anlamın yorumlara terkedildiği...
Farklı bir boyut sezmeye çabalarken,
Çerçeveye çarpıp, sarsılmak gibi...
Çıkarken inilen merdivenlerde,
söz istendiğince güzel
sınırsız güçlü, kanatlı, yüce
ve en acımasız, kişi çirkinleşince.
söz, insan kadar değişken
beyaz ile kara denli çelişen
ölçüp biçmeye başladığın mı hayatı
ne uyar, ne yeter hiç bir terazi sana.
değişmezi sunamaz en yetkin ölçüt olsa,
her olgu farklıdır çünkü, kendi ağırlığınca.
kantar varsa elinde, 'hafif' farkedilmez de,
umut, hep ‘yarın’ der.
delice korkar bugünden.
kaçar bugün ile gelenden.
yaşaması ‘yarın’a bağlıdır çünkü,
yaşar, hep erteleyerek yaşamı.
ama sevgi, kabul eder ya olanı,
Çatıksa kaşların, kendi kavganda,
Kapanmış, uzaksan, ben çırpınırken,
Gözlerin sakındıysa sırrını benden,
Bırak, artık bakmasan da olur...
Bir sözü esirgediysen, sevgiden,
Güneş hocam yıllardır sitenizdeki yazılarınız yaşam pencereme güneş girmesine neden oldu. sizi yazılarınız dan tanımak benim için bir şans oldu antoloji de şiirlerinizi yeni gördüm gönlü ve adı güneş olan hocam çok teşekkür ederim yazılarınız ile ufkumu genişlettiğiniz için.Hülya üner ve sevg ...