“ışık hep vardır da
uzaklarda görülmez olur.”
yürek merkeze çeker insanı,
zihinse dağıtır çepere doğru.
uzakların sunduğu daha fazladır sanki
Derinlikleri seçmiştim tüm denizler ötesi,
Kıpırtısız, durgun bir dinginlik,
Ve mavinin her tonunu sunar sanarak...
Bir gün batımında,
Dalgaların çağrısını duydum birden,
kişi yalın varlığında gücü farkedene dek
yalnız ve zavallı hisseder de
şifa arar sahiplenmede.
sahiplendiği, kaybetme korkusudur aslında,
kazandığını sandıklarının sanrısında.
ay hep oradadır da
kabımız kadar taşırız yansımasını,
ve kabımıza düşeni ay sanırız.
sallana çalkalana bulanır görüntü
oraya buraya dökülür de suyumuz,
gözümüz salt kabımıza çevrili,
çatışma artar,
yakınlaştıkça
dışta ‘onlar’ dediklerimize
içte ise kendi bilinmezimize.
yakınlaştıkça korku sarar benliği
katkın kendince
en iyi bildiğince.
ama ötesi…
…ortak bir yaratının denetiminde.
kah olamaz dediğin olur
“istek sonuca odaklıdır, yaşam ise sürece.”
damla damla birikir emek,
sabır sabırsızlığa yazarken
tüm inadımıza inat
sürecin zamana duyarsızlığında.
Seçenekler hep vardı,
Ve olası sonuçlar...
Yol ayrımları ve hedefler,
Kayboluş da vardı, eriş de...
Kaçış, saklanış korkulandan,
tek bir öge bile eksik olsaydı
allak-bullak olurdu dünya.
tek bir farklı olay,
tüm sıradanlığında,
yön değiştirirdi yaşam,
olasılıkların oyunbazlığında.
bir yolum ben
yolun sonunda ise, kendim...
benden olanı, bence olanı paylaşır yolcum
nice yakın, nice uzak duygularda.
ve kalanla giden buluşur
kısacık veya uzun bir yolculukta.
Güneş hocam yıllardır sitenizdeki yazılarınız yaşam pencereme güneş girmesine neden oldu. sizi yazılarınız dan tanımak benim için bir şans oldu antoloji de şiirlerinizi yeni gördüm gönlü ve adı güneş olan hocam çok teşekkür ederim yazılarınız ile ufkumu genişlettiğiniz için.Hülya üner ve sevg ...