Hayatın ortasındayız şimdi,
Yaşam kıyısında, bir nefeslik borcun vebaliyle sürüklenen canlar içinde.
Nice seferleri tüketmiş hanlar içinde.
Bitmek bilmeyen yolculuk içinde.
Denizin dalgasında, köpükler arasında kaybolan ömürler gibiyiz şimdi.
Oysa martı kanadına takılı maviden düşler vardı zulada.
Suya girmeden yüzebilir misin?
Yola çıkmadan koşmayı ,
Hasret çekmeden kavuşmanın
Tadını bilirmi ki insan ?
Vuslata kol kanat açabilsin...
Bir gün elbet çözülür insan
Belki kendine
Belki de yolculuklarında denk gelen kendisi gibi kayıp yüzlere
Yeter ki sevginin her tonuna sarıl kuşku duymadan
Yeter ki yüzleş aynalarla
Günah keçisi aramadan
Ah nasıl yanar
Gökyüzüne şiir yazan ağaçlar
Toprakta karınca
Yedi kat içinde soluklanan börtü böcek
Yurdunu sırtında taşıyan kaplumbağa
Nasıl yıkılır böyle onlarca can, onlarca umut
Gözlerinin ışığını aldım da sakladım,
Şiirler arasında kuruttuğum güller gibi.
Vuslat sanrısıyla avunmam bu yüzden.
Gün gelir yokluğun,
Acının perdesini aralarsa bir gün,
Hasretten mısralar akıtırım cansuyu niyetine.
Şimdi tam zamanı
Kışa rehin düşen umutlara
Sarılıp yaşamanın
Dört mevsimlik ömürde
Papatya sarısı düşler
Nergis çiçeği gülüşlerle
Sen ki, o gümüş hüznü
Gözlerden zülüflere akıtansın .
Belki bir anlayan olur mu diye,
Tel tel ağıt yakansın saçlarına.
Oysa kalpler renk körü bilmez misin?
Baştan ayağa kına yaksan da
Bazen içinde uyanır ilkyaz sevinci
Mevsimlerin hükmünden habersiz
Gül açar pembeden gamzelerinde
Bir sabah mesela
Sıcacık bir merhaba
Elbet bahar gelecek
Toprak ana suya doysun yeter ki
Mor menekşe sevinci saracak dağları
Kırlarda kelebek telaşıyla
Dallardan kiraza uzanacak çocuklar
Gökyüzü denizle raksa durunca
Bu kente yağmur indiği zaman
Öznesi yaralı şiir olurum
Her damlada bir mısra ağlar
Her sağanakta birileri akar dizelere
Tarifsiz bir sancıyı dindirirken göğsümde
Yağmur söyler ben yağarım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!