Geceler arkasından doğardık,
fikrin ışımasında, vardık.
Biraz daha gül arardık.
Yorganı çekip. kaldık.
Şimdi bitmeyen arada,
ses verir, tanıdığın bütün
Aslında saf bir dili kurmak içindir,
karşımıza çıkan belalar, görebilsen,
bir dokunuşun sihrinde yakınlaşır gece,
artık duyulmayan bir çığlık olursun,
muhteşem görünüşünle, ama, sen
duyarsın, ve ben aynı zamanda.
Halbuki altın vuruşlarıyla
nesnelliğin parçalanır yalan.
Gün be gün gevezelikler yatışır,
gerçeğe dayanan yüreklerin
yalın tazeleğinde yeşerir bahar
kırları, artık üzgün olmak değil,
Mevcut anın mekanıdır yaşlanılan,
şehrin tekinsiz sokaklarıysa, alışılmış,
bir kayıp çeşme akar köşede, fısıldayan,
adım adım öğrenirsin, zamanı dokumayı,
yandaki genç kızın gülen gözlerinde,
perdesiz, bakışları alkışlanmış, unutmuş
Kırgın, kırılgan binlerce can,
yok zaferini kutlarken, bir toz
gelir ziyaretimize gülerekten.
Dağılın, havaya karışın der,
Öyküler anlatır, tarih, coğrafya
ve daha neler, biz safça sorarız,
Kadınlar gerçekçidirler, sevdayla, masalla işleri yoktur.
Salak Ferhat dağları deler, Şirin'in böyle bir derdi yoktur.
Şairler abartır, kadınlar güler, sen dizeler yaz hayaller kur.
Onlar ayağı sağlam basana gider; kısacası 'güzelliğin kaç
para eder' dese de şair, kızımız güzel olmasa aşk bile
olmaz ya, olsa da kaç para eder.
Hayvanların gözlerine bakmayın,
yaraları haykırır.
Daha fazla yaklaşmayın,
insan bilincini yitirir.
O kadar üzülecek ne oldu,
devran sükun buldu.
Ah, farklı zaman aralıklarında akan hayat,
bir tarih kurar, görünmese de dilimde var.
Kimsenin yoğunluğunda üremiş, zamanı
zamana bağlar, ben bu üstün dilin elinde
savrularak, yarının görkeminde, tuzakları
aşarak, yok da var dengesini kurarım,
Küçük küçük, parça parça
salınırız boşlukta.
Hep içinde mahküm
bir o yana, bir bu yana.
Hep affetmez, yoketmez de,
Ve gene soğuyor havalar,
bir güz daha, solan yapraklar,
ömür kısa. Ordan oraya savruluş,
binbir acıyla geçen zaman ve
elinden alınan can. Sonu yıkımda
olsa daima kandırır hayat.
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...