Kendini taşıyan gölge,
taşlara yazılan sessin.
Sabaha açılan perde,
geceleri güneşsin.
Biriken kin ve öfke,
gözlerdeki çiçeksin.
Sevinmenden bahar kokuları ürer,
dokunduğun yerde kaybolursun,
bu nadiren ülkemizi ziyaret eder,
kalan zamanlarda harab olursun.
Yeniden yeni zevkler gücünü burdan
alır, hayat eğilir alnından öper,
Süresiz şafaklar arkasında aranır,
kanımdan havalanmış sevinç kuşları,
nabzımda can veren yokluk, kaybın
görünür olması.
Yayılan bu sessizlik ilk, gözler mavi
Uçuk kaçak ışınlar her mevsim sen görmesen de var
bir aralanışın imkanıdır bu bağışlanan, yanar göz
önünde duyarsız geçenlere adeta ihtar ve yaşam
eksik bir duzenle besler kaçakları, neler görmedin de
böyle oldu hayıflanman, üstelemeden kabullenilmiş,
dallar arasından sızan, bekleyenin ufkunu kapsar.
Ahpap sohbeti
ganimet bilsin.
Şeyh Galip
Konuşabilmek şen bakışımın
İşte zamandışılığını artık gördüğün,
apaçıklığın katran karası.
Dündür o, belki gelecek.
Ne gelecekse gelir, sen orda
yeni yoğunluklara hazır,
Bir yoğun sessizlik kapladı etrafı, aşk mı var, dolanmış
gökyüzüne yer arar, say ki geçmişin uzak, geleceğin se,
yakma evrenini kuma gömüpte. Birliğin doğası, hissediş,
kendine gelmenin etkin gözünde, gördüklerinle yarat
yeniden, ten ve eriyiş, tek bir potada, taşır gökyüzünü,
yakın mekana, yükseldiğin yerdir özlemin, ama, burda
Hepinizden tek tek nefret ediyorum,
ve gene seviyorum kiminizi.
Bu ne biçim oluş, böyle kurgu mu olur,
bu nasıl hediye, ister çıldır, ister kudur.
Bir sabah yürüyüşünde erken
Ne kadar sussan duyuluyor uzaklığın,
bir zamanın kırılmasında, eksilen kırıntıların.
Kuşların pencere kenarında beslendiği,
ele geçen silik görüntüler, tekrar izleyiş,
getirmeyecek yitirilmiş utkuların görkemini.
Son öpülen sessizlikte terketti, bir aralıkta
Dalgın ölümlerin büktüğü ışık sızar yaşamın
hırçın adımlarına. Koşarcasına uzaklaşır karanlık
yeni yuvasına.
Bir kanlı gömlek giyer bütün gülümseyişlerden sonra,
İlişkiler ağında takılmış çırpınan irade, nefessiz de yol
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...