Yeterince çakalsan bu dünya güzel,
elinden geleni ardına koyma.
İnsan olmak mı o da ne,
sen dertleniyorsan bana ne.
Bizim böyle bir sorunumuz yok
Şehir şehir içinde,
süzülür kalabalıklar,
yangınları ayan beyan
bütün gün işte.
Çalışmak kutsanır,
ihtiyaçlar dağlar gibi.
Ve ruh geçer aykırı bir havanın,
ince belleğinden, tek tek kaydedilir
bütün salınımlar, gezinen geleceğe,
paramparça dünya bir kez daha
varolur, bütünleşir, dağılıp, dökülen
katmanlarda, uzak iklimlerle temas
Zaten başkaları hatalı hep,
ben bir şey yapmadım ki.
Nerden gelir bu körlük, güven,
bir kez dönüp baksa kendine,
kırılacak billur avize.
Biz bu çalkantıda
ne yapardık, zaman
bizi kucağında tutmasaydı.
Tuhaf gürültülerle ürkünç,
kendimize yer arardık.
Sesler kesilmiyor, bıktık;
Zihin katmanlarının içinde saklı,
kayıp görüntüler bir açığa çıksa,
anlatsa yıkım ve öfke dünyasının
zor temellerini yadsımak bir kapı
aralar ki orda bütün yitiklerin sevinci
bir bir geri verilmiş, unutuş ırmağının
Nasılını vermeyen bekleyişin
dehşetinde, dur bir kez daha
bakayım gelecek olana ve sana.
Burada mutluluğum, sancılı ve kör,
üstüme yığılmış yapraklar altında.
Çözüm mekanları bir bir uzaklaşır,
Bağlanırsınız bir inanca, düşünceye,
sığınacak bir yuvanız olur. Tekin değil
bu dünya bilirsiniz, üstünüzde bir
damınız olur. Kimi zaman çöker damınız
eskisine benzeyen bir yenisi bulunur.
Siz güvenli, rahat; bir meşguliyet, bir
Sevdiğinin yüreğine,
düşüncesine kaçarsın,
terkettiğin kendin, orda
biçare. Üzülme boşuna,
insana kendisi hediye
edilmez. Ona kırgınlığınla
Bir sabah kalksam ve artık düşünmesem.
Bilmiyorum ki ben neyim..? , bu yıldızlar, gökyüzü.
Yalın tatlara adansam; yetersizliğin sılası.
Burda ve şimdi, orda ve gelecek. Artık düşünmesem
bunları. Önümde bir yığın yaprak, yeşile dalsam,
mavisiyle denizin coşsam. Düşünmesem sonrasını;
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...