Ben bir kent'de doğdum,
artık öyle değil, en çok orda
mutluydum. Şimdi karanlık
bir kuytu. Hangi sokağında,
nasıl öleceğim.? Gizli köşelerine
adanmış, gençliğim, yalnızlığım,
Biz hepimiz yılgın
kıpırtılardık rüzgarda
bekleşen, izin verildi
geleceğe ektiğimiz
tohumlara; suç oldu
benliğimiz, tarihimiz,
Yinelerim dudaklarından dökülen sözleri,
tekrarın mucizesi daha iyi yapar beni.
Beraberde söyleriz zamanla, bayındır
ülkemiz kurulur gibi. Öykülenir yaşamları,
şiirinde konusudurlar. Algılarım yerlere
dökülen hayatlarını.
Herşey yerli yerinde,
bu kargaşa, bu acı.
Terkettiklerin,
yeni gelenler,
gidişler, dönüşler.
Sarsılması yerin,
Güzelim, aydınlık bir sabah
en güvenli saattir. Bütün
çalkantılar dinmiş, diri an
elde bir.
Böylesi daha güzel; çalışması
Ve biz çözeriz
daha da karışırken.
Böylesi uygundur,
bilgisi verilmez,
uysanız belki olur.
Ama, sorarsanız,
Yanlış bir davadır yaşamak,
birden bulduğun kendini dünyada.
Bu gezegen bırakın gidin der,
bir ısrar, varlıkta kalmakta.
Ah, şu coşku olmasa renk renk
müzik, kadın ve nasılsa. Ölesiye
Başkaları yazgımız olmuşsa,
birbirine geçmiş ilişkiler ağında
çırpınan balıklar gibi direniriz.
Boyuneğdiğimiz yerde fırsatlar türetiriz,
el verir, baş koyar, gene diriliriz.
En zayıf nokta belirginleşir,
ötekinin bakışları altında ve
gülüşlerin solduğu yanaklarda.
Tedirgin bir bekleyiş, kıymetli
bir tereddütle beslenmiş.
Uzaklara dikilen gözlerde
Sessizliğe çağrılı gecede
hareket mukavetmiş.
Bulutlar inip de öpse,
dinmez kaygılar,
ürker gece bile.
Taktığın kanatlar taşımaz,
Daha insancıl, merhamet, öykünme, takdir, tevazu, sevgi temelli seslenişleriniz samatya' da kemale erme yolunu işaret ediyor, azizim.
Duyguların gerçeklerle karşılaşması, tokat gibi çarpan acıtmalar,sert toslamalar, ifadelerin acımasızlığı, edilenlerin başa getirdikleri, soğukda olsa yaşamanın çekiciliğini vurguladığınız ilk eserinizi kutlarım, bu uslubunuz artık sahne oyunu yazılması gerektiğini çağrıştırıyor.
Daha insancıl, ...