İç içe girmiş mimari misin?
Üstümdeki hüzne sarıldığım mısın?
Döküle döküle savruldum.
Kan kustum; geceyi kustum düşlerime.
Sevgi yaprak yaprak dökülen güzün ölümüydü.
Kasvetten bir beden biçildi payıma.
Bir düzenek kurdum.
İç içe girmiş bir düzenek.
Aydınlıkla sulanan karanlığı yıkan.
Ağaçların, kuşların, çiçeklerin birleşimi.
Bir düzenek kurdum bakışlarınla örülü.
İçimi oyan düşüncemsin
Beynimin sızlayan yanlarısın
Saklarım anıları ruhum hatıralar yumağı
Bağrıma kasap duygular dolsa da
Yürürüm sokakların çıkmazlarına
Caddeler süslü gelin gibi süslense de
Jilet ağızlı yalnızlığım...
Akrep görünümlü yaşamlar…
Umudum yırtık elbiseler halinde…
Verin bana kırbaç yiyen kalbimi.
Dipsiz kuyulardan geldim.
Kaburgası kırık gençliğimsin
Kurt kapanına sıkışmış yalnızlığım
Umut sapağında ölümlere mahkumum
Yüreğim dökük dökük olsa da
Toplumun ağlarını yırtarım
Yıkılır kibirli gök benlikler sevgimle
Kaç saklı bahçem var
Söyleyemem hangi tarumar tavırım
Kızgın denizlerim var dalgalar dolu
Yüzmek seninle unutulan bir ezgiyle
Ağlamak kurşun yüklü gövdemle
Bahara merhaba diyemem
Kuş söküklü kelimelerimsin.
Köpükten hafif sitemlerin,
Bahar dallarına oturan meyvelerim,
Türkülere tat kattığım nağmelerim,
Zaman kilitli bir kapıdır.
Ağaçlarla, kuşlarla, çiçeklerle örülsün umut sandalım…
Kelebekler, böcekler, arıların yürekleri taşsın mutlulukla
Dereler, nehirler, göller, denizler kirliliğe oynamasın…
Yaşansın her şey gönlümce…
Her şey el bebek gül bebek olsun…
Sen benim sızlayan yanım.
En vicdanlı yanım Arakan’ım.
Sürgünler sende büyür.
Bangladeş’te tohumsun.
Her karanlığın sonu var.
Aydınlık senin yüzün.
Gülüşü usturadır şairin
Ne zaman kafa atar yaşam salıncağına bilinmez
Hayat ırmağında ne zaman boğulur anlayamazsın
Bir ırgat gibi çalışır şair
Şairin kalemi mıknatısıdır tatlı sözlerin




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!