Kalbim acılara hasret yazar.
Sesim kesilmiş renklerimi yitirmişim.
Beynim çakılmış hüzün sarmalına.
Kafam gelgitlerin mağarası.
Yarasalar haline bürünen fikirler uçar beynimde.
Cam şişeleri halinde kırılmalarımsın yürek paremde.
Şırıl şırıl akan bir ırmak…
Akıyor mekanların yüreğine.
Bir köyün içinden kana kana gülümsüyor.
Acıdan, ölümden, merhametten habersiz.
Seni, beni, yıldızları ölümle suluyor…
Çiçeklenen bir baharsın.
Kalplerde yuva kuran.
Küçük bir kuş cıvıltısısın.
Aşklara anlamlar katan.
Ben yıldızların alacakaranlığı.
Karanlığın çığlığını dinliyorum gece çok geç.
Atılan bir taş gibiyim hedefsizce.
Kuş sesleri, kelebek çırpınışları, ağaçların hışırtısı yok yanımda.
Karanlıklar yaşadıklarım olur neylersin.
Bana bir rol verilmişti karanlık bir rol.
Sen yine büyüt en tatlı özlemleri
Canımın bağrıyla başlayan ve biten
Umudu yüreğimin salkımından süzülen
Sen yine toplumun kadavralarını bilme
Sevgiye gül suyu döken yalnızlığıma yürü
Düşün güzellikleri şehrin buhran hallerini aş
Senden beni çıkarırsan ne kalır?
Ne kalır sevgiden hüznü çıkarırsan?
Kökünü yitiren ağaç nasılsa;
Umutsuz, hesapsız duygularımda öyle.
Ant içmek seninle ayrılık ile vuslat arasında bir yerde.
Sayıklamak sevgiye düşen en yıpratıcı kelimelerle.
Gölge avcısı şehirler…
Güçlülerin mekanları.
Gölgeler; idam edilecek mahkumlar gibi.
Acıların binlerce yıldan tortullaşmasıdır şehirler.
Ölümlere ölüm işleyen yerler.
Sen bayan kırbaç !
Sokakların arsız cadısı.
Ölümlerin apansız yankısı.
Ruhların yakan yıkan düşmanı.
Tükenen hayatların vurdum duymazı.
Gecelerin durdurulmaz vicdansızı.
Sen bir türküsün
Ruhuma söylenen
Ezgisi kalbimle beslenen
Teranesi hislerime gizlenen
Hüzün kokan
Sevda kokan
İçimde bahtım, yürekte tahtımsın…
Sonumun içinde yeşeren umudumsun.
Ses ver yürekten gelen sesim!
Bak gözlerime, seven binlerce bakışla.
Seviyorum seni sonsuz umutla.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!