Içimdeki ormansın kesmeye kıyamadığım.
Yakamadığım, sevemediğim, uzaklaşamadığım.
İçimdesin bakışların, dip uçurumudur kalbimin.
Uçurumlarımla tutunurum sana, ruhuna.
Derin bir suyun içinde yüzememediğimsin.
Sen mantolanan bir ev halindeydin.
Sımsıcaktın bir düşün büyüsüyle.
Göz görmez gönül bilmez mutluluklara özeniyordun.
Şafak şafaktın aydınlığa ulaşmanın yolunda.
Hüznün uğramadığı bir limandın.
Baharlarına bahar katardın.
Beynimde kuşpalazı sözcüklerim.
Tütsülü bir gelecek uğruna…
Yalnızlık fokur fokur kaynar.
Kalp bu yaprak yaprak açmak ister.
Çiçek çiçek koklanmak...
Bir acının özgül ağırlığında kalırım.
Şiirden arda kalan tatsın.
Denize vuran balığın acıyla hissettiği,
En gelgitinden yaşam dalgalarımsın.
Zamanın kararsızlığından doğan bir çocuk,
Kahkahan tuzu biberi sevdanın.
Gözlerinin alacakaranlığının mutluluğu misali başaklanan bir boşluk.
Hüzün teranesiyle serpilen.
Söylenmeyen hatıralarla beslenen.
Sonsuz acıyla başlayan, sonsuz mutlulukla biten.
Kökten devrimci hayallerle örülen bir boşluk.
Bana bir renk ver dedim.
Gözlerimde gölgeler büyümemişken,
Taşmamışken hırçın bir nehir gibi yüreğimiz,
Yanmamışken, bitmemişken, tükenmemişken…
Güneşim çalınmamışken.
Karanlık türküsünü söylememişken.
Aşkın kuvvet macununu bilir misin?
Başağı bireyselliğimin apansız türküsüydü.
Kreması yaşamımın lezzetleriydi.
Geşmiş kabilelerin can bağırlarından gelen.
Notası gökyüzünün yağmurlarından süzülen.
Dimağımı yaran sarmaşıkları hayat barınağımın.
İstanbul göz bebeklerimi delen...
Tatlı bir senfoni...
İstanbul gümüş işlelmeli bir mekanın yaldızlı salıncağı…
Kuru bakırdan hayallerdeyim.
İstanbul’dayım bir bilinmez yaşamdayım.
İstanbul’dayım...
Delice çarpardı kalbim…
Kırbaç yerdim acılar çekerdim.
Tadardım cümle yemişini ayrılığın…
Yürürdüm mesafelerine yalnızlığın…
Dalardım hayallere…
Üşürdüm bitmeyen çilelerle…
Hüznün değirmeninde öğütüldüm.
Masumiyetime tütün ektim.
Derin bir kuyudur kalbim.
Girin içine, dalın derinine.
Neler söyler sizlere.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!