Sana, karanlıklara, yıldızlara söylüyorum.
Kaldım zamanın zamansızlığında.
Susar şelalelerdeki su.
Sanadır yeryüzüne düşen gölgemdeki sır.
Nereye akacağı bilinmeyen nehir gibiyim.
Acılardan köprü kurar gözlerim.
Kopuk kopuk bir yanımız Anadolum.
Bir yanımız uçurumda
Kaktüsler büyür her yanımızda.
Güneşi özleyen pervaneleriyiz sevgimizin.
Karanfil mi kokar gençliğimiz değil.
Sabah olur tepelerin ardında,
Güneş doğar, koyun meler, kurt ulur.
Sabah olur tepelerin ardında,
Kuşlar öter, çiçekler açar, kelebekler uçar.
Akşam olur tepelerin ardında,
Plastik duygular…
Kalbime alçılar doldurur.
Anlamlarını yitiren satırlar…
Kırbaç yükler umutlarıma.
Umutlarım suskunluğuma yansır.
Bakışlarım; anlamını yitirmek için kudurur durur.
Algıların dibine gizlenen saklı düşüncelerim…
Ruhuma vurulan kelepçelere saplı derin kuyular…
Sen tüm çıkmazların içinde en çıkar yolum.
Kırlangıç yarınlarıma vur sensizliği…
Bene yapışan bensizliğini…
Kan içinde kanımla beslenir duygularım.
Can içinde canım yanar her sevginle.
İç içe girmiş bir acılar yumağıyım neylersin…
Susamam sustururlar içimde kan ağlarım.
Ağlarım, ağlarım bir sen bir de ben varım.
Bir ağacın yeşermesini bekliyordum.
Dallarım kırık, içim çürümüş bir mevsimdeydim.
Ben, kuruyan o ağaç gibiydim.
Ümitle, aşkla, hasretle özlüyordum seni.
Ağaçların meyveye doyması gibi.
Geçmiş, hal, gelecek…
Bir mengenenin arasında kalmış gibiyim.
Ben, sen, ayrılık…
Kırılgan besteler dinlemişim gibiyim.
Kan, vicdan, merhamet…
Bir bahar sabahı…
Kuşlar cıvıl cıvıl ötüyordu küçücük dünyalarında.
Kelebekler fıldır fıldır yaşam rüyasındaydı.
Güneş daha merhametli doğmuştu her yana.
İçimde kum taneleri kadar yıldızın doğum sancısı vardı.
Her duygum binlerce nağmenin doğuşuydu.
Her gülüşüme sinen seni güzel ülkem yaparım.
Kum olurum dağılırım üşümelerimle.
Sonra usulca uykuya dalarım ritimsizce.
Hayallerime dökülen tozları silerim sessizce.
Seni masallarla söyleyen bakışlarla bakarım hayata.
Öylesine tutkun öylesine yorgun bir denizim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!