Esat Anık Şiirleri - Şair Esat Anık

Esat Anık

Okuyana yön veren
Bir şiir yazmalıyım.
Haksızı yere seren
Bir şiir yazmalıyım.

Onulmazı onaran

Devamını Oku
Esat Anık

Susuyorum şimdi ya! Birikiyor gönlümde.
Bu gidişle kalemi kıracağım şart olsun.
İnsan olmalı dedik, daha da çok azdılar;
Hepsinin hesabını soracağım şart olsun.

Kimi ırkıma söver; Kimi din, imânıma.

Devamını Oku
Esat Anık

Ata`m Kocatepe`de savaşı izliyordu!
O muhteşem gölgesi, yamaçlara vurmuştu.
Çenesindeydi eli, ovayı gözlüyordu;
Neticeden emindi, öyle sessiz durmuştu.

Hemen o gün verildi orduya, büyük emir.

Devamını Oku
Esat Anık

Görmüyorsun, duymuyorsun; inlerim.
İlgi neymiş, sevgi neymiş bilmedim.
Senle geçsin istiyordum günlerim;
Gülmedim yâr, bir ömür ben gülmedim.

Sevdiğimden ayrı düştüm çâresiz.

Devamını Oku
Esat Anık

Sevmeyi bilir amma, hayır sözünü sevmez
Hemen kaşını yıkar, şâir âşık olunca...
Sevildiğini bilsin; imkânsız nedir bilmez
Arş’ı seyrâna çıkar, şâir âşık olunca...

Ona Yaradan yazmış bu sevdâyı ezelden,

Devamını Oku
Esat Anık

Yıllardır kilidini açmadığım kalbime
'Gireceğim' diyorsan; sana mani olamam.
Aşka büyük saygım var, ' acele muradıma
Ereceğim' diyorsan; sana mani olamam.

'Hüzünlü hikâyenle sızlattın sol yanımı,

Devamını Oku
Esat Anık

Fırtınalar içinde küçük bir yelkenliydim
Sığınacak bir ada aradım bulamadım.
Faydasızdı gayretim; ne sensiz ne senliydim
Bir gün olsun dünyadan muradım alamadım.

Ne yeşil bir gölgelik, ne sahil oldun bana.

Devamını Oku
Esat Anık

Bazen gri bulutlu, biraz yağmur yüklüdür,
Sonra da şimşek olur çakar şiir dediğin.
Sözlerin ahengiyle gönüllerde yer eder;
Birinden diğerine akar şiir dediğin.

Kimi zaman kendine çeker divâneleri,

Devamını Oku
Esat Anık

Biz seninle birlikte dağları devirmiştik.
Nazar değdi bu aşka, enkaz şimdi yuvamız.
Kurak iki gönülü cennete çevirmiştik;
Bir ömür sürecekti, sona erdi davamız.

Yıkıldı birdenbire tüm hayaller, tüm düşler.

Devamını Oku
Esat Anık

Sözüme kulak ver ve iyi dinle;
Söyleyeceklerim gitmesin boşa!
İnadın tutar da ısrar edersen,
O kalın kafanı vurursun taşa.

Nedir bunca öfken, nedir telaşın?

Devamını Oku