Kokun burnuma değdiğinde
Başım dönerdi
Önünde diz çökerdim
Sonra sarılıp birbirimize
Ağlardık
ne kadar çok yaşadıysam
o kadar çok şiir yazdım
ne zaman öleceksem
o vakit şair diyecekler
ben aslında hiç şiir yazmadım
onlar benim günahlarımdır
içimdeki balığı tutmaya çalışan avareyi ucuna dişi bir insan taktığım kanca ile yakaladığımda sen istersen yüzmesini biliyor ol ben ellerini mavi ile bağladığım gözlerinde dalgalandığım saçlarına yuva yaptığım deniz kuşu ile uçacağım sesini duymakta geç kaldığım deniz kabuklarının gölgesinde uzanacağım üzerine kan damlamış yamalı bir bezin sıcaklığında ya da beni kendisine aşık eden baharın en anlamlı yağmurunda üzerimi örten toprağın ıslak kokusunda en sonunda her şeyin ve herkesin bittiği yerdeyim
Hiçbir farkım kalmadı Pazartesi'den
Ne de Salı'dan
Hiçbir farkım kalmadı yalnızlıktan
Ne de yokluğundan
Hiçbir farkım kalmadı geceden
beni terk etmeden önce
hoşçakal demeliydim ona
ama yine de bir elveda diyemedi o
öyleyse hoşçakal diyorum sana
hoşçakal
hurdacının torpidosunda masmavi mandallar
sürdüğü kamyonet de hurda sanki
lastikleri soyulmuş
Herkes şiir okusun diye
İçi boş bir şiir yazdım
Boş baklava oluyor da
Boş şiir neden olmasın
Aslında bu şiir o kadar da boş değil
ben ne hayaller kurdum
yeleği sırtında
ne ateşler yaktım üşümesin diye
ne düşler kurdum geleceğim için
ne oldu onlara
yaktığım ateş neden söndü
ıhlamurlar yere düşerken
kokun sarkar burnumdan
gözlerin çarpar rüyalarıma
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...
Gündemi ve "insanı" meşgul eden tüm kirliliğe, nefret ve ayrıştırma diline rağmen, "ağız tadıyla" iyi bayramlar dilerim...
Saygı, sevgi ve muhabbetle...
Mustafa Bay
Eren hayırlı uğurlu ve bol okurlu olsun kitabınız