Sil üstüne adımı yazdığın ne varsa,
Gülüşümü, konuşmamı, bakışımı,
Sıcacık dokunuşumu,
Elini tutuşumu,
Saçlarını okşayışımı,
Tenini koklayışımı,
Deniz görür seni,
Sen yeter ki eğme başını.
Martılar duyurur çığlıklarını,
Sen dinlediğinde.
Yağmur yıkar yüzünü,
Bulutlara gülümsediğinde.
Sevginle yanarken çok uzaklarda
Bir yıldız gibi kaybolup gitsem
Külü dağılan bir alev gibi
Esse o rüzgarda, savrulup gitsem
Göz kırpmadığım gecelere inat
Güldür desem yüzümü
Güldürmezsin bilirim
Sessizliğin uçurum
İnlerim kapında da
Merhamet göremem
Tırnaklarım kanatır toprağı
Geceleri düşlerimde,
Kim olduğunuzu görmek için çırpındığım yüzünüz
Bir çiviyle nakşedildi gerçeğime
Dua etmesen bile beddua da etme,
Seni kırmak istemezdim bilirsin.
Dost kalmasak bile düşmanımda olma,
Bir gün görmek ister çıkar gelirsin.
Ne zaman seni tutmak için uzatsam ellerimi
Ayrılığın kıymığı batar irkilirim
Fırtınalar koparken içimde, tutup şimşeklerimi
Sağanak halinde yıldız-yıldız düşerim
Ne zaman içimi seninle doldurmak için
çeksem nefesimi
Gülüşün bir yıldız kaymasıdır şimdi uzaklarda,
Dokunamam...
Ağırlaşır akşamlar, dar gelir damarlarım
Kanım sana doğru akar,
Durduramam...
Özlemedim seni…
Birbirimize uzak geçirdiğimiz her dakika,
Bir ağacın dökülen yaprakları gibiydi
Sonbaharın serin sokaklarında, en solgun haliydi bir renk cümbüşünün, bildik kelimelerle anlatılamayan.
Özlemek ablasını gelin vermiş bir ilkokul çocuğuydu içimizde,
Korumasız, masum, telaşlı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!