İdama götür beni
İncecik boynuma
Geçir ayrılık ipini
İdama götür beni
Şehir meydanlarına.
Nice güneşler batan semalarımda
Sabaha çıkmaya gün kalmadı
Candan uzakta olan bedene
Tahammüle hal kalmadı
Gurbette her gün yana-yana
Ah! İstanbul
Toprağın başka kokar yağmurda
Bu mavi
Bu vapur
Ve martılar
Gelinin eteği gibi süzülür köpük ardımızda
Zamana anlam katan biriktirdiğin anılar
Ömür yıllara kani sanma
Yaşamak dediğin bir güne sığdırdıkların
Ümidin, sabahı görmeyi umduğun kadar
Sen bittin sevgili
Kelimeler acı yüklü
Sevişmeler yataklarda mahzun
Mehtap pencerelerde öksüz kaldı
Sen gittin sevgili
Ah! Zaman aşındırır özlemi
Göç eder yokluğunda, varlığın gibi
Adının ilk harfi bile yaralarken sinemi
Kalırsa bir parça matemin kalır
Ah! Deli rüzgar savurur külümü
Rüzgar deli esince
Gözlerim gemilerine liman olur
Fırtına koptuğunda
Gözlerimi vereceğim
Sevdiklerini sırtında taşır
Ağır adımlarla yürür yılları
Kırılınca içine kapanır
Bu yüzden ağardı sakalları
Kanatan soğuklarda canhıraş
Ekmek davasına durdu bu eller
Çocukken düştüm hayat kavgasına
Aklarla süslenen saçlarımı taradı ne yeller
Sakınmayı bilmediğim için varsıl olamazsın dediler
Ne balıklar suyun durgunluğunu bilir
Ne kuşlar gökyüzünün maviliğini
Nede insanlar hayatın güzelliğini
Dalga vurmadan, gece olmadan, süre dolmadan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!