Hasret karanlık gecelerde,
Uyanık gözlerin meşalesi
Hasret iki pınardan akan,
Bir suyun sesi
“Çilesine katlanmak aşka sadakat imiş
Çilesiz aşk var sanmak hayali yalan imiş”
Hayallerimin elinden tut, sonra yürüt, aydınlığa çıkar sonra…
Avuç-avuç ceplerimde taşıdığım çocukluğumun saçını okşa,
Hayaller umutların beyaz perdesidir
Hayaller gölgesiz gerçeklerin ülkesidir
Hayaller ki;
Ellerimin her an ellerine değmesidir
Vurursun sessiz-sessiz kıyılarıma
Deniz sensin, dalga sensin, köpük sen
Girersin usul-usul penceremden odama
Rüzgar sensin, bulut sensin, damla sen
Bakma gözlerime, anlamazsın bakışlarımı
Ben bile anlamıyorum çoğu zaman
Bir ben var içimde,gözlerimden bakan benden ayrıca
Beni bile kabul etmeyen...
Bir gün en derinlerimde saklanmış,
Hep çıksın artık ortaya dediğim;
Çıkar kabuğundan,
Çözülüverir buz dağı
Ve bakarsın kabuğu kıran sen
Buzları eriten sen, sen olursun
Ulaşılmaz saydığım yıldızlar kadar uzak,
Nefesim gibi içimdesin
Tutamadığım yel gibisin, koklayamadığım gül gibi
Söyleyemediğim sır gibi içimdesin
Leyla olmasan da, ben Mecnunum
Çöl çiçeği bağrımda açar
Yar gölgesine bile meftunum
Seven bir damla gülmeye, bir deniz ağlar.
Arzular iki pencereli zindanda mahkum
Sizi tanıdığım ilk günlere rastlar,
Uykusuz gecelerle olan dostluğumun başlangıcı
Ve tütünün, ekmek-su değeri kazanışı
İdama götür beni
İncecik boynuma
Geçir ayrılık ipini
İdama götür beni
Şehir meydanlarına.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!