Hep eksik kalır bir yanım kapına gelince
Anlatmak zor zanaat biliyor musun
Giderilmiyor kusur elin değmeyince
Bir kez olsun söylemeden anlıyor musun
Gidiyorum bir yanımı seninle bırakıp
Bir daha tamamlanır mı diğer yarım
Bilmiyorum...
Ama gidiyorum işte
Bir yanımı seninle bırakıp,
Çekilesi değil ölesi bir ayrılık bu
Var git her yol aydınlığa çıkar
Sırtını karanlığa dönünce
Var git yetiş kimsesizliğime...
Zindana sadık kalmada firar şimdi
Üstünü ört gecenin
İçimde bir sancı uyur gibi
Her ilkbahar başında göçmen kuşlar gelir,
Gurbetten, gurbete,
Yorgundurlar, kaygısızdır hepsi,
Seyrine dalarım geçişlerinin,
Bir haber beklerim,
Lâkin beyhudedir bekleyişim,
Zehirli bir bakışını bırak
Al götür içinde sen olan günleri
Yaşanmaz bir ömür saadet umularak
Söyle neyleyim; içinde yalnız ben olmayan gözleri
Beni bırak bana,
Tut götür içimde ölmeyen seni
Gönlünü yağmurda yıkardı kirlendiği vakit
İki gözde biriken bulutların sağanağıydı o…
Duruşu ne kaldı, ne de git
Gider kalırdı tenhasında düşlerinin
Rüzgarlarla getirdiğin bulut mu elindeki
Yine ağlayarak mı doğacak sonbahar güneşi
Söyle yar, neden?
Temmuz ortasında, Aralık endişesi
Unutma fırtına koptuğunda batar gemi
Ve kurşun çıktığında namludan, bilmez vuracağı hedefi
Sararıyor perdelerde gün yanığı
Kızıla dönüyor ömrün ufku da
Kanat çırpma mesafesi kadar uzağı
Getiriyor kapatınca gözlerim hülyalarıma
Hasret karanlık gecelerde,
Uyanık gözlerin meşalesi
Hasret iki pınardan akan,
Bir suyun sesi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!