Yüzünde çamurlar gizlendi çocuğun
Yer, yüzüne sarıldı yeniden.
Yoksa yüzünde mi yoktu umut dedikleri zat,
Kalıplarıyla severdi insanoğlu,
Çocuk yer, yüzünün emanetinde.
Yerlere bırakıldı yüzü çocuğun,
Karşı konulmaz bir hayat var önümde
Cebimde sözcüklerim
Kurulması olanaksız hayallerim
Anlatırım
Ancak yine anlamsız olur kelimeler
Kendi mevsim sayımlarımın aksine
Destursuz, kalıbı dar bir yalnızlık seziyorum
Keder bir rıhtım gibi bekliyor kendi gidişimi
Beklenen!
Öteden beklenen,
Bırakma benim hayalsiz gülümsememi...
Oysa ne güzeldir Ankara'da zaman
Kendisini gerçekleştirir insan
Birkaç hatıra birikir
Kaydı olmayan zihin defterinde
Bir akşam vakti çöker grimsilik tepesine şehrin
Yeşil terk etmiş
Bir paradoksun içindeyim
Kayboluyorum
Kelimelerin anlamsızlık okyanusunda
Virane bir halde buluyorum kendimi
Ya da kendimden saydığım her şeyi
Hangi mevsim sana bu kadar benzer?
Düşler ve diğerleri dışında...
ANKARA/24.05.2015
Gözlerimin önünde oldu her şey,
Zamansız bir gidiş rüyalarımı süsledi.
Hikâyesi basit bir trajedi,
Ya da biz kendimizi fazla önemsiyoruz...
Ertesi gün vakit gelecekti
Ve birtakım hayal müsveddelerine gizlenmişti sokaklar
Zamansız gidişlerin neticesiydi ağlamaklı ruh hali
Yahut çaresizlik kisvesi ancak bu kadar çökerdi insanın üzerine
Gölgelerin nispi gücüydü bu
Korkusuzluk kadar sahici hiç bir şey yokmuş…
biz sadece özlemeye devam ediyoruz
karanlık bir pusuda kaybolmuşuz
güzel gün görmek hayal
canımız gitmiş
kalakaldık
Lüzum değil karanlığın tanımı
Sanki ölüm bize bu kadar yakındı...
Ya baharlar bize daha yakın
Ya da kışların adı çıkmıştı.
Keyifli hüzünlerim vardı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!