Siz öptüğüm o cümlelerin,
kelimelerin kaçı gibisiniz bir bilseniz
Günü birlik özentinizle,
gündelikçisiniz.
Biliyorum,
Sokaklar yüreğime mi dönmüş
Darmadağın mıdır acaba şimdi yol üstleri
En koyu yerlere kokun mu sürülmüş
Nasıl geçiyor biliyor musun gündüzleri
Onların bir telaffuzu olmalı
Eskiden ruh eşi diye bir şey vardı
Ruhsuz insanlar türemeden önce
O yüzden ait hissedilirdi
Bir başkasına,
Şimdilerde
O mavi ton düşüyor gökyüzünden
Böyle karartılar ancak gece lambası,
yanmadığında olur sanırdım çocukluğumda
Erişkinliğimde ise hep aklımda olur sanırdım
Gençliğinde yine odamda,
Etrafım sisli
Yüreğimde nöbetler
Bulutlu gözlerle
Bu yürek seni bekler
Gecesi kalmış bana hayatın
Ah siyah kokulu kadınım
Gölgen kadınım
Gölgen siyah
Siyah düşmüş gözümün bebeğine, gölgenden
Gözlerimin önünde siyah bir perde,
Bakıyorum da,
Saksılar içerisinde sigara izmaritleri
Yüreğimden hala gitmemişsin gibi
Hiçbir şey daha bitmemiş anlaşılan.
O yüzden devamı olacak her şeyin,
Bazen öyle biriyim işte
Aynı semtte nefes alma çabalarım
Can damarlarımdaki muhtaçlığımsa,
Acı kıran bir ifade doğurur yüzümde
Belli belirsiz, kenarında dudaklarımın.
Siz değil misiniz?
Sadece eylül yağmuruna tutulan
Ayrılık sancılarınızla konuşan
Ya da kasım
Ya da gecenin aralığına yakalanan?
Adınla uzun bir cümle olursun aklımda
Hiç bitmeyecek kadar neredeyse
Senden daha tehlikelisi var mı anılarımda?
Bir kahkaha, bir çocuk sevinci
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!