Dursa bulutlar güneşin önünde
Onu da benden bileceksin zaten...
Artık ne elim dokunur yararına,
Nede gözüm durur zararında...
Bir masal olsaydık
Bitseydik
Ya da
Bitmeseydik,
Fark etmez.
Kırmızı bir vişne suç
Seni hatırlatıyorsa
Kırmızı bir domates çorbası varsa masada
Ve makarnanın üzerinde kırmızı bir sos
Kırmızı bir de senin dudağındaysa
Sen anla,
Yazılan geliyor başa
Ne sonunda, nede başında farklı
Saçlarımın ıslanması gerektiği kadar düşüyor,
yağmur damlaları
Ayaklarımın sayılı adımları
Söylemem gerektiği kadar cümlem
Hayırdır kırağı mı düştü umutlarıma
Sen hangi mevsimsin beni böyle üşüten
Salıp hayalet korkularını kalbimin odalarına
Kelepçelerini bağlayıp ellerine, kendini bir başka kalbe süren.
İnfaz edecek seni o kalp
İçeriye çağırdı
Boş sokakta köhne bir yerde
Bir kebapçı dükkânı
Kolay gelsin dedim
Beyoğlu’na doğru yürüdük
Benimkisi yalnız bir gülümsemeydi sadece
Anlayacağın bu aşkın yalın hali
Tek ve sadece benli...
Yakınlardan;
Gelip,
Bu yollar sana mı çıkıyor
Geçtim mi bu sokaktan hiç
Bu arada, burada benim küfrüm naz...
Evet, hatırladım burayı
Evine kadar eşlik ettiğim yer
Ölümler adı altında hep savaştınız
Savaşlar adı altında hep barıştınız
Barış adı altında hep beraber yaşattınız
İnsanları para için hayata doyurdunuz
Kendileri gittiler ya buralardan,
Topsuz tüfeksiz savaşıyor insan bazı zamanları
Savaşın sonu kaçınılmaz son,
Bir öyküdür mağlubiyet.
Her şeyi ile bile bile
Sırf canı yanmasın diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!