Sırra kadem basan canı nerden bulsun?
Ana gibi sever sanırdı
Merhametin cilası solmaz bilir de bulunmaz
Sırtımı dayandığım dağ gibi adam.
Hay ayak tozuna kurban olayım
Sorarım sana, ona
Gözyaşında çağlayan damla oldun mu hiç?
Siyahından aktı mı senin de tanelerin
Yüzünde kezzap izi bıraktı mı?
Bilseydi ayrılık var
Çığlığımsın, ruhumsun, çöle düşmüş serabım
Cavidan’ım, cananım, genim, tenim, meleğim
Canımsın, cananımsın, arzuhalim, figanım
Zerrelerimde narsın Cavidan’ım, cananım!
Aşkımızı taşırım kalbimin mabedinde
Hiç bıkmadan usanmadan taşırım
Sevgisin, sevdiğimsin tılsımlı hazinem
Güneşim bekler ısıtmak isterim
Göğüs kafesine alsan, koşsam damarlarında
Nefesim kesiliyor nefesini tutarak yolla bana
Gölgesiz koymak yakışmaz sana
Toprağından fışkıran
Pıtırcığın senin
Senin gibi olmalı
Kanadı gökkuşağı
Uzattım elimi sana tutasın diye
Yazdan kalma sokaklarda yüzünü çağırır
Bilmem ki hangi hüznün darağacındasın?
Bir köşede oturup hasreti gömmektesin
Uzattım elimi sana tutasın diye!
Ana kucağına hasret kalırsın ya
Sadece gözlerini göreyim yeter ki dersin
Kanatlanıp uçasım var
Görüyor musun kutsal toprak?
Çeker varamaz ayaklar prangalı
Kollar omuzda
Sokulup uyumak
Yârin her şeyi göze çarpan kalbidir
Dili dilinde lâl
Soluğu ruhunda
Teninde hapsolmuş
Hüzünlü gelincik susmak ister
Gözyaşları yeşil yağmur
Mutluluk için dökülen
Bereketli olsun tohumlar
Fidan versin toprakları
Züleyha baştan aşağı iffet
Yedi düvele karşı
Kalbinin vazgeçilmez ilahi gözleri eşlik ediyordu
Allah aşkına kavrulur, küle savrulan
Eşlik edenlerle başlar, yalan dolan çırpınır evinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!