Sıla kör olsun
Yoldaşı pervasız ölüm
Ah ettim de gelmedi mi daha?
Eyvallahım da yok soluyorum.
Gelirse hoş gelsin istersin
Bu hal bitirmiş dağı kül eden
Kararı zorlu mahkûmu suskun olan
Cemali celallenir her gece
Altın hızma takacak kadar güzel.
Halhallı ayaklarına kınalar sürecek
Ruhun dans ederken
Sensiz kalırım sanma
Bedeninden çıkar gibi
Ruhum ruhuna girmiş
Bulutların ayağı gökte
İçindeki biz.
Osmaniye
Seni düşündüm geceden sabaha
Nergis kokusu kollarına sarılarak
Dünün çocuk olduğu çığlık seslerinde
Yeşil yeşil yürekten akan seslerle
Osmaniye
Öyle bir bak ki
Öyle bir bakış at ki
Gökyüzü ikiye ayrılsın
Ay kırsa belini, düşse feleği şaşsın
Bayılıyorum sana, yaptıklarına
Kimseye sığmaz sevgilerin.
Kim sever bu kadar sınırsız sayıda?
Merhamet edersin şu yaralı yüreğe
Gömülür acılar sızlamasın
Kanımı içtiler kadeh kadeh
Testiyle uzattım hepsini
İçin için bitirin
Yeniden doğmanın göbeğini kesmişim
Piramide tırmanmak kolay
Issız gemiler geçer gözlerimden
Şarkılar söyler omuzlarımda martılar
Dalgasızdı denizimiz sessiz
Yeşersin sevdiğim gözlerimiz
Ağladım, çıldırdım ağardı gece
Gecemize yıldız olan sensin sen!
Dudakların sevinci yar
Közün içimde dışımda
Dalımda yumulmuş tomurcuğun var.
Nar-ı şulesinde lâl
Velev ki ben ölmüşüm de haberim yok
Cennet olsun ovalar, dağlar yeşersin isterim
Kil dökerim, kükürt serper üzüm tutan bağına
Demet demet başak toplar, tohum eklerim toprağına tarlasına
Çilesinde kül olur sırra kadem basarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!