Tek istediğim kırmızı gül,
Yapraklarına savrulabilmek
Kadın İrem bağlarına
Cennetine, patikasız yolculuğa!
Azgın sularda emek veren
Gökte şimşek çakarsa barika senin
Yerden sular fışkırıyor bolluk bereket
Yar gelirse zaten senindir
Gelmeyene Kaf Dağı’ndan gülersin
Şirvan sende, şirin bende yol açık
Bu can kuş olup gelmez mi?
Balın peteğiyle yemezse ne yapar
Hasta ceylan ormanlarda gezmezse yaşar mı?
Öksüz kalmış bebeğin sensiz neylesin?
Başını taşlara vurmasın
Söylenmiyor ki,
Ah piripadişahım sorarlarsa ne denilecek?
Gam çizgisinin yükü ne?
Aslının nerden gelip nereye gittiği nedendir,
İki kaşın gözün arasında kalan sılası.
Zemzemleşsin yedi iklim, yedi gök, yedi yer
Yedi verenler açılsın
Say edelin yara almadan
Kâbe’nin veda tavafı zordur
Gözünü alamazsın kopmak istemez
Zaman kısıtlı
Doyumsuz arzuyu ister
Kışımda kar yağışı yok
Fırtınalar uzak durun benden.
Durun baharımı kurutmayın
Doğuran kısrak utansın
Ölmeye değil toprağında kar beni
Yeşersin daima
Fışkıran bir volkan
Ümit ümide yol bulur Tanrı’nın kaleminde
Ah elmanın kızılımsı rengiyle uyumlu
Bağrıma
Elmasıyla al bahçesi
Mihrabın nerede?
Nedensiz yere közlenirsin
Gözümün feri feriştahı sensin sen
Kalbimin sırrı sihri sesin
Tarumar olmuş hayatımın kalemi
Yangın yerini yapan yağmur
Kelimemsin her cümlemde
Çilingir sofrası bu olmalı
Besmeleyle başlayan
Reyhan Cenneti mi?
Kevser Suyu dedikleri bu olsa gerek.
Çağlamak istiyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!