Dosta can olup, ser verip sır verilmez
Dostlarımız sağlam olurdu, sağlam dik duruşlu
Aslanları severiz biz
Ki biliyorum yaşatılır
Olsun, dostu dosta kırdırmayalım da
Adaleti yok edenlere asla acımayasın
İyi tanımalısın onları
Yaz bir kenara zamanı geldiğinde çıkar defteri
Aklına mukayyet olabilirsin
Kalbini korurken ruhun yılmasın
İnsan ne eker de karşılığını almaz ki?
Mesele; erdemli ruhların çoğalır olduğu,
Yerkürenin içinde nefes alıp veriyor olmaktan geçiyor
Uzun ya da kısacık ömür olması değil de,
İnsanın sona geldiğinde, arkasında bıraktığı Hoşseda’nın tamamını gör
Suskunluğu vardı
Ağıtlarla ağlatan
Gecesinde ağaran
Hecesiz de uyuyan
Gündüzüne uyanan
İçeriyi közsüz yaktıran
Bir çocuğun masum duygularıyla
Göğüne her baktığında bembeyaz
Bulutları sevgisiyle bekliyor
Mavi huzuru sessizce sesine..
Yapayalnız kaldığında, kulak veriyordu
Gecenin sesiydi sessizlik
Sisler arasında sonsuza doğru, yerinde kımıltısız yatan
Yeni yeni zifirisi kaybolan
Morcivert menekşe kokusu sarmalında şafaklar açar
Yarına canlı,
Gönülden bağlı bir al pencere açmıştım
Göğün doruklarına, en yücesine kurulur
Cihan’ın son ücra köşesindeydi Cennet’i
Yemyeşil nur köprüsüyle, uzandıkça uzak
Etrafına yükselir göğüs kafesimin içinden
Benimdi muhteşem çiçeğin ıssız mağarası
Sorulur hesapsız güne güneşe
Akar çocuk nehirleri cennete
Sevinçten oyuna aşkla koşanlar
İsteme isteyen istesin savaşı
Çözülür barışla birçok düşman
Gerçeğin yolunu kendiliğinden bulur
Hak'kın rızasını kazanmak kolay değildi
Acıyan yaralarımız ağır geliyordu
Karanlıktan aydınlığa yolculuk, tek istediği
İnsanlığa, inci gönlüyle, ince ince dokuduğu
Dualar eşliğinde isyan eden gecelere sorar
Nereye kadar durmaksızın sürüp gidecek
İsi, karası dumanlı, yapışık hüznün treni git
İçsel yürüyüşün ağır yükü, düş yakamdan!
Artık uzaklara çekilip uzan gürbüz bulutlara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!