Güneş gibi ısıtıyorsun içimi
Uçurtmalar gibi avareliğimi
Özgürlüğümü göğüsleyip
Bulutlara yükseltiyorsun
Bana gökyüzü gerek
İki arşın kanatlarım var
Uzanıp gerinecek... bırakın
Özgürlüğüm.
Hayat çözmek zorunda kaldığımız
Ardımdan gözyaşı dökme n 'olursun
Ölü olsam bile dayanamam.
Hem değil mi ki, nasip olmaz her kula
Böyle ölüvermek sevdadan...
Ne kadar çok geç kaldım sevmeye
Ne kadar genç öldün içimde...
Kara kaplı bir hüzün kitabıydım
Bu mecrada en çok da kendime kıydım.
Acayip bir sarmalın içindeydim
Yeşil gözlerinin yoğun ormanında
Aç kurtların yolunu gözlediği
Kırmızı başlıklı bir kızım
Ölmenin sırası mı şimdi büyükanne
-I-
Öyle çok ışık –aşık-var ki
Binlerce okla vurulmuş gövdem
Kevgire dönmüş haldeyim Eros.
-II-
Ölü kuşlar dökmüş gökyüzü
Ağaçlar çığrışı unutmuş.
Faili meçhul. İzle bak karanlığı.
Bütün ayak izlerini süpürür deniz dediğin.
Kar üstüne damlar ben yürüdükçe
Kalbimden dökülen kırmızı kadın...
Yağar üstümüze beyaz bir gece
Kader unutulmak...hasret yüklüce...
Doğa her kuytuda dingin uykuda
Bunca yıl peşinde dolandım durdum
Ben kendi kendime sevmişim meğer
Dünyayı yakardım bir tek teline
Sen beni gönülden sevseydin eğer.
Ben sevdim, yüzyılın aşkı bu, dedim
Su gibi akıp da geçici meğer.
Bir ömür boyunca koklarım sandım
Kokusu rüzgarda uçucu meğer.
Kimseye açmazdın hani kalbini
Eğitimci, şair ve ressam olan Ekrem Bozkurt'un Gündüz Kitabevi yayınlarından çıkan HÜZÜN KOLEKSİYONCUSU isimli kitabını okudum. Tam bir koleksiyondu. Şiirlerle beraber biz okuyucuyla buluşturalan resimler şiirlerin oluşturduğu musikinin tınısıyla raks ederken şiirlerin gönülden süzüldüğü zaman ve ye ...
ilk şiir kitabım Hüzün Koleksiyoncusu Gündüz Kitabevi yayınları arasında çıktı.
Gündüz kitabevi ve kitapstore,kitapyurdu adreslerinden
temin edilebilir.
Ekrem Bozkurt