Nihal: Aşkın Metafizik Seyri
Ey Nihal! Sen ki, zamanın ötesinde bir mabedsin,
Avrupa’nın karanlık labirentlerinde kaybolmuş ruhum,
Doğu’nun ney sesiyle titreyen bir aynaya dönüştü.
Trendeki Karşılaşma Risalesi
Pencerenin ardında zaman bir durak,
Anonslar kesik, kelimeler yarım;
Her bir hece, ruhun derinliğinde titreşir,
Ve tren, bilinçten daha eski bir ritimle akar.
Şarapçıda Bir İtiraf: Bedenle Yazılan Yalnızlık
Dükkânın loş ışığı, şişelerin üstünde dans ediyor.
Raflar, kırmızı, beyaz, pembe derken,
İnsanın içindeki bütün renkleri,
Bütün acıları, bütün yalnızlıkları hatırlatıyor.
Clementine'nin Unutulmuş Aynalardaki Yansıması
Tozlu bir aynanın önünde durdu Clementine.
Yüzüne baktı, ama göremediği bir şey vardı orada.
Gözlerinin derinliğinde, silinmiş bir resmin izi,
Joel’in bakışlarında kaybolmuş bir cevap.
Lacuna’nın Alegorisi
Steril ışıklar altında titrer zaman,
Makamsız makamda durur ruhun yankısı.
Bir dokunuşla silinir sandığımız acı,
Oysa acı, mânanın dülgeridir,
Risale-i Hafıza: Kumsal ve Kulübe
Joel’in zihninde kulübe titrer,
Clementine’in rengi dalgaların içinde silinir.
Her hatıra, tahta gibi çatırdar,
Her gülüş, rüzgârla savrulan kum tanesi gibi dağılıp kaybolur.
Belleğin Sessiz Yangını: Ruhun Silinmeye Direnişi
Zihnin karlı dağlarında bir erime başlar,
Her hatıra, bir buzul parçası kopar içinden,
Ve dingin göle düşerken bir damla gibi,
Sessizce dağılır, usulca yok olur.
Lacuna’ya Gidiş – Bir Metafizik Risale
Klinik beyazın soğuk sessizliği,
Sayfalar arasında yankılanır:
Form tutanakları, imza, mühür…
Bir tefekkür değil, bir prosedür
Antikacı Dükkânında Bir Ân
Tozlu bir dükkânın loş ışığında,
Zamanın kokusu, eski ahşap, mürekkep ve kayıp anılar.
Raf aralarında yalnız bir gezinti,
Parıldayan bir şey ararken gözler… Belki de kendini.
Saklama Teşebbüsü Risalesi
Bakkalın köşesinde unutulmuş bir çocukluk,
Ahşap masa üstünde, minik ellerin izleriyle yoğrulmuş.
Utanç, bir gölge gibi yapışır yanaklara,
Yabancı hafıza sokak aralarında fısıldar:




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!