BÖLÜM 17 – VEDA VE KABULLENİŞ
Veda etmek ne zor,
Kelimenin en ağır yükü omuzlarda,
Gözler seni son kez ararken ufukta,
Sevgiyle başladım yazmaya sana,
Ama kelimeler sustu, yüreğim dondu.
Bir veda mı bu, yoksa başlangıç mı?
Bilmiyorum, sadece özlüyorum.
Sevdiğim, gidiyorsun sessizce,
Kalbimle yazıyorum bu cevapsız mektubu.
Gözlerim dolu, ellerim titrerken,
Yitip giden her anı, seninle anıyorum.
Çölün sessizliğinde başlar yüreğim,
Rüzgârın taşıdığı toprak kokusunda adını fısıldarım.
Seninle açar kalbimde çiçekler,
Ve her yaprağında saklıdır vuslatın ışığı.
(2 Temmuz 1993 – Sivas)
Hakim bey,
Dosya kalın, içi boş…
Delil: Kül.
Ben,
Bir zamanlar toprağa üflenmiş nefesin taşıyıcısı,
Adem’in çocuklarından biri,
Ne doğuya aitim ne batıya;
Her ayrılık bir renkti aslında,
Siyahla başladık biz…
Sensizlik gece gibi çöktü üzerime
Ve ben her sabah uyanır gibi
Ölümden dönmeyi öğrendim.
(Madımak’a Ağıt – IV. Şiir)
Yakılanlar değil,
yakanlar utansın!
Yanıyordu bir kent,
İçinde çocukluk türküleriyle gelen ozanlar...
Kaleminden barış damlayan insanlar...
Kitap, şiir, saz...
Ve o sesi unutmam:
"Yakın, yakın!"
Yakın Yakın Diye Bağırdılar
(Madımak’a Adanmış Davalar - III. Şiir)
Yakın!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!